Anne ve bebek sıhhati açısından ilk 1000 günün ehemmiyeti

22.10.2021
315
Anne ve bebek sıhhati açısından ilk 1000 günün ehemmiyeti

Hamilelik sürecinden bebeğin 2 yaşına kadar uzanan yarıyıla ilk 1000 gün sınıyor. Bu yarıyıl, bebeğin uzun yarıyılda sıhhatini şekillendiren en ehemmiyetli süreçler arasında yer alıyor. Hamilelik ve emzirme yarıyılını kapsayan bu süreçte annenin beslenmesi ve natürel olarak fetus safhasındaki bebeği beslemesi, doğacak olan bebeğin bağışıklığından, motor ve akıl gelişimine, görme yetisinde, IQ seviyesine uzanan uzun bir süreci etkileyebiliyor.

270 günlük hamilelik süreci ve bebeğin doğumunu takip eden 2 seneyi kapsayan süreç olan ilk 1000 gün bebeklerin gelecek sıhhati için en ehemmiyetli yarıyıllar arasında yer alıyor. Bebekler bu yarıyılda hiçbir yarıyılda olmadığı kadar süratli gelişir ve zekâsal kapasitelerinin ehemmiyetli bir kısmına erişir.

Prof Dr. Ferit Saraçoğlu, erişkinlikte görülen diyabet, obezite ve kardiovasküler hastalıkların erken yarıyıl beslenmeden kaynaklanabileceğini söyledi.

İlk 1000 günde omega-3 noksanlığı bebeği nasıl tesirler

İlk 1000 günün bebeğin hayatında ehemmiyetli bir yer yakaladığına dikkat toplayan Prof Dr. Ferit Saraçoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Bu yarıyılda Omega-3 yağ asitlerinden özellikle DHA doğrultusundan iyi beslenemeyen çocukların görmeleri, beyin işlevleri, motor ve akıl gelişimleri daha geri olmakta, IQ’ları akranlarından daha düşük bulunmaktadır. Bu bebekler geliştiklerinde akranlarına göre vasati 5 sınıf daha az eğitim görmektedir. Bu çocuklarda, ileriki yaşlarda kronik hastalıklar, kalp damar sistemi hastalıkları, kiloluluk, tip 2 diabet, kanser vb. hastalıklar daha fazla görülmektedir. Kronik hastalıkların aşırılaşması hem şahsın ekonomisine hem de sağlık tüketmelerinin çoğalmasına da yol açtığı için yalnızca şahsi bir mesele değil ülkenin bir millet sıhhati meseleyidir.

İlk 1000 günde bebeklerin iyi beslenmesi ülke kazancına da vasati % 10 luk bir çoğalış getirmektedir. İlk 1000 günlük yarıyılda PUFA ismini verdiğimiz, doymamış, uzun zincirli yağ asitlerinin, özelliklede Omega-3’ün bebeklerin nörolojik gelişimleri, görme, akıl ve motor işlevlerinin büyümesi ve inflamatuar tepkinlerin, erken doğumlar ve prematürite karmaşıklıklarının eksilmesi, preeklampsi gibi ciddi hamilelik karmaşıklıklarının daha az görülmesi, lohusa bunalımının daha az görülmesi üzerindeki faydaları sebebiyle hamile ve erken bebek beslenmesinde çok ehemmiyetli hale gelmiştir.”

Tipik batı cemiyeti perhizleri Omega-6’dan zengin, Omega-3’den yoksul

Tipik batı cemiyeti perhizleri Omega-6’dan zengin, Omega-3’den fukaradır. Nebatsal yağlarda bulunan Omega-6 yağ asitleri işlenmiş, kurutulmuş yiyeceklerden, salata soslarından kolayca alınmaktadır. Misalin 1 çay kaşığı mısır yağı günlük Omega-6 lüzumunu karşılamaktadır. Batı cemiyetlerinde basmakalıp bir insan her gün gereksinimin 10-20 katı Omega-6 almaktadır. Buna rağmen perhizle alınan Omega-3 yağ asitleri gereksinimin oldukça altındadır.

Batı tipi perhizlerin Omega-3 yağ asitlerinden, özelliklede DHA’dan yetersiz olduğu öğrenilmektedir. Deniz mahsulleri Omega-3 yağ asitleri için iyi bir kaynak olmakla beraber civa kontaminasyonu hamilelerin balık tüketiminden çekinmelerine yol açmaktadır. Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Birliği ACOG hamilelerin haftada takribî 325gr, civa seviyesi düşük balık harcamalarını önermektedir. Civa seviyesi basmakalıp olduğunda 10-30 ppm veya

Perhizde deniz mahsullerinin tüketim oranının düşüklüğü ve omega 3 yağ asitlerinin beden tarafından üretilemediği göz önüne alındığında hamileler bebeklerinin gelecek sıhhati için dışarıdan destek almak gidişatındadırlar. Bu destek balık yağı ve krill yağı olabileceği gibi çok yeni olan yosun yağı denilen yiyecek yardımı ile de bu gereksinim bitirilebilmektedir. Tasarılı hamilelik, hamilelik ve laktasyon emzirme yarıyıllarında alınan yosun yağı anne karnındaki bebeğin kognitif yosunu, kavrama gibi… ve görme kabiliyetini geliştirmektedir.

Yosun yağlarının Omega 3 kapsamında oldukça ehemmiyetli olduğunu belirten Prof. Dr Ferit Saraçoğlu; “Tasarılı hamilelik, hamilelik ve emzirme yarıyılında kullanılması gereken DHA’ya hamileliğin ilerleyen aylarında gereksinim daha da çoğalmaktadır. Hem annelerin DHA alımı hem de dolaşımdaki DHA konsantrasyonu, bebeğin kan DHA konsantrasyonu nu tanımlamaktadır. Bebeklerin santral asap sistemi gelişimi için 18 ay olana kadar DHA lüzumları bulunmaktadır. 20 yağ asidinden yalnızca Omega 3 ve 6 bedende birleşimlenememekte fetusun gereksinimi olan ölçü plasenta yoluyla anneden geçmektedir” biçiminde konuştu.

“Alglerden su likeni gelen yosun yağları nebatsal, natürel ve kokusuz Omega-3 kaynağıdır. Aynı zamanda algler vejeteryanların kullanımına da uygundur. Ağır metal, toksik kapsamaz ve kokusuzdur”

YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri