Yemek saatlerindeki gecikme sebebiyle bazı insanlarda hiddet vaziyeti olabiliyor. Peki bu nereden kaynaklanıyor ve neden bazı insanlarda oluyor?
Tam bunlar hekim onayından sonra hakikatleştirilmelidir. Uzun saatler boyunca yemediğiniz bu gidişatlarda, bedeniniz yağ depolamaya başladığı ve bunların kimileri ketonlara dönüştüğü bir hayli çalışma tarafından kanıtlanmıştır. Ketonların açlığı hakimiyet altında yakaladığı düşünülür zira beyin ketonları glikozun yerine yakıt olarak kullanabiliyor.
Netice olarak, açken hiddetyle başa çıkmak için en son ve en uygar yöntemin, güç gidişatlarla yemek yedikten evvel değil sonra başa çıkmaya çalışmak olduğu söylenebilir.
Kaynak: Bilimfili
Şayet kandaki glukoz seviyesi yeterince düşerse, beyin bunu hayatı tehdit eden bir vaziyet olarak algılayacaktır. İşleyişini gözetmek için farklı yiyecek maddeleri kullanabilen bedendeki değişik bir hayli uzuv ve dokunun aksine, beynin kendi işini yapmak için glikoza kritik miktarda bağımlı olduğu biliniyor.
İnsanlar genellikle beynin bu bağımlılığını fark ediyor. Açken ve kan şekeri düzeyleri düştüğünde, evvelden size kolay gelen şeyler bir anda güç hale gelebilir. Konsantre olmakta zorlanabilir, klasikte yapmayacağınız bazı kusurlar yapabilirsiniz. Ya da belki de sözcükleri flu biçimde göreöğrenirsiniz.
Yapılan çalışmada, aç olduğunuzda zorlanacağınız bir başka şeyin ise sosyal normlara uygun davranmak olduğu öne sürüldü. Bu vaziyet bazı insanlara sinirlenememeyi de içeriyor. Yani, beyin eforunuz iş hayatında huysuz davranamadığınız şahıslara olan asabınızla başa çıkabiliyor. Ancak, yanında en rahat olduğunuz ve size en yakın olan bireylerin yanında bu gard düşebiliyor ve onlara karşı oldukça öfkelenebiliyorsunuz.
Araştırmaya göre, kan şekeri düzeyleri belli bir eşiğin altına düştüğünde, beyniniz bir hayli uzva kandaki glikoz ölçüsünü çoğaldıracak hormonlar birleşimlemesi ve ortaya çıkarması için direktif veriyor. İnsanların açken hiddetli olmasının bir başka sebebi de glikozun bu karşı-düzenleyici tepkisidir.
Dört ana karşı-düzenleyici hormon şu biçimdedir: Beynin derinlerinde bulunan hipofiz bezinden büyüme hormonu salgılanır; pankreastan glukagon hormonu, epinefrin olarak da adlandırılan adrenalin ve son olarak böbrek üstü bezlerinden salgılanan kortizol. Son iki glikoz karşı-düzenleyici hormon yalnızca kandaki düşük kan şekeri gidişatında değil, tam stresli gidişatlarda kan dolaşımına stres hormonu salgılayan hormonlardır.
Bunların arasında adrenalini ayrı bir yere de koyabiliriz. Adrenalin, güvenliğinizi tehdit eden bir şeyi düşünmek, gördüğünüz, duyduğunuz ya da fikrinin dahi sizde anlık fobi yaratan şeylere karşı salınan hormondur. Nasıl öfkelendiğinizde birine haykırarak tepki veriyorsanız, adrenalin salgıladığınızda da yine eş bir biçimde tepki verebilirsiniz
Hiddet ve açlığın ortak genler tarafından hakimiyet ediliyor olması açken hiddetli olmanın bir başka sebebi olarak öne sürüldü. Bir genin mahsulü olan Nöropeptid Y, aç olduğunuzda beyin içine salınan natürel bir beyin kimyasalıdır. Bu kimyasal Y1 reseptörü olarak adlandırılan reseptör de bile olmak üzere beyindeki bir hayli reseptörü harekete geçirerek insanları oburluğa iter.
Beyindeki açlık hissini hakimiyet etmeye çalışmanın yanı gizeme, nöropeptid Y ve Y1 reseptörü hiddet ya da saldırganlık olarak adlandırabileceğimiz vaziyetleri tertip etme işlevine de sahipler. Bununla beraber, araştırmada, beyin omurilik akışkanında yüksek seviyede nöropeptid Y salgılayan insanların da saldırganlık düzeylerinin yüksek olduğu kollandı. Görüldüğü üzere, açlığın insanları hiddetli yapmasının arkasında bir hayli farklı neden olabilir.
Gerçeğinde açken hiddetli olma, sarihçe görüldüğü üzere, bir hayatta kalma mekanizmasıdır ve bu mekanizma insanlara ve hayvanlara oldukça iyi hizmet etmiştir. Aç organizmaların geri çekilip, yiyecek için zarifçe başkalarının önüne geçmelerine izin verdiğini bir düşünün. Muhtemelen bu cins canlıların soyu tükenirdi. Bir Hayli fiziksel etmenin açken hiddetli insana katkı sağlayabileceği, psikososyal etmenlerin de aynı biçimde varlığında rol oynadığı öne sürüldü.
Kültürel değişikliklerin de, yani misal olarak laflı ifadelerin, doğrudan veya dolaylı olarak saldırgan olup olmadığının da açken hiddet yaradılışında büyük ehemmiyet taşıdığı belirtildi.
Gerçeğinde açken hiddetli olmayla başa çıkmanın en kolay yolu, çok acıkmadan evvel bir şeyler yemektir. Şayet açlık-hiddet sancıları içindeyken çikolata ya da patates cipsi gibi süratli tüketim maddeleri atıştırabilirseniz, kanda süratli bir biçimde yıkılan abur cuburlar glikoz oranını yüksek oranda çoğaldırır. Ancak süratli biçimde yıkıldıkları için, sizi yine süratli bir biçimde açken hiddetli gidişata çekerler.
Bu yüzden yiyecek bedeli yüksek, natürel yiyecekler sizi tok meblağken aynı zamanda fazla kalori alımından da gözetirler. Aç olur olmaz yemek yemek her zaman muhtemel olmayabilir. Böyle vaziyetlere, büroda geçirilen uzun saatler, Ramazan ayı boyunca yakalanan oruçlar, ya da rejimler misal olabilir.