Bir kadın ne zaman bırakır Rapunzel saçlarından
Biz kadınlar neden ve nasıl oluyor da yaşamımızı erkeklere endeksli yaşıyoruz öğrenemedim.
Öğrenemedik…
Neler söyleriz arkalarından, neler konuşulur kız sohbetlerinde… Mangalda kül vazgeçilmez… Oysaki o küller savrulur da yeniden bizim gözlerimize değer, yaşlar süzülüp gider. Közleri de nasıl eze eze yakar geçer vicdanlarımızı.
Rapunzel’in avuç içleri
Vicdanımızın avcumuza düştüğünü sezeriz neredeyse gözlerimizle tanık olarak. Rapunzel saçlarımızı şöyle bir savurup aynanın karşısına geçtiğimizde fark ederiz suretimizin bize artık yabancı olmaya başladığını.
Yanan vicdanımız ellerimizde, kan ter içinde gözleri yaşlı otururuz kuaför koltuğuna. Kazı deriz! Kazı, bitsin her şey. Saç kökleriyle beraber sökülüp atılsın tam düşünceler. Ne kadar üzüntü efkâr birikmişse ruhumuzda, saçlarımızla beraber karışıp gitsin başka öykülere.
Makasın çağdaş değişleri
Bizim kafamızda bu düşünceler değişiklerine ilave edilerek dolanadursun, evvel bir inanmaz adam. Elinde makas, bıyık altından bir sırıtır. Sanki bakışlarında erkek olmanın ve birazdn bu kederden kazanacağı paranın iftiharı vardır. Kadın saçlarıyl beraber uok olup gidecek, içini köz etmiş gözyaşlarının peşindedir. Bunun dışında dünyada yanıp kül olacak başka hiçbir tasanın önemi yoktur.
Bir yanı da kıyamaz kadına. Çağdaş değişlerle kadının hoşluğunu ön tasarıya çıkarır, becerikli elleriyle.
Ama yeniden de kesilir işte o hoşum Rapunzel saçları, olan olur nihayetinde. Kadın kısacık saçları ensesinde, gözyaşlarını kanlı vicdanıyla azıcık evvelki o kuaför koltuğunda vazgeçip kaçarak uzaklaşır hadise mahallinden.
Tüm kasvetlerini, aşkını, daha öncekilerini orada vazgeçtiğini düşünerek…
Bir nebze daha mutlu. ama pişmanlığa beş kala, yeniden yaşamın içinde…
Damla Karakuş
özel içeriğidir.