Burun operasyonu nasıl olur koku alamıyorsanız lezzetten de yoksun kalırsınız!

Kokusunu hoşlandığımız binbir değişik çiçekler, annelerimizin yaptığı en hoşlandığımız yemeğin kokusu… Peki ya tüm bu kokulardan yoksun kalsaydık? İşte o zaman ne yediğimiz yemeğin bir lezzeti kalırdı ne de çiçeklerin. İşte bu surattan burun operasyonların büyük bir çoğunluğu dış görünümü değiştirme emelli olsada rahat soluk alabilmek sıhhat açısından oldukça ehemmiyetlidir. İşte bu surattan ”Burun operasyonu nasıl yapılır? Burun operasyonu kimlere yapılır?” tüm suallerinizin cevabını KBB Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Azası Denizhan Dizdar, burnun yalnızca görselliğin ön tasarıya alındığı bir uzuv olmaması gerektiğinin altını çizerek suallerinizi şu biçimde cevapladı…

Burun estetiğinde ilk emel; sizin suratınıza uygun burunu yaratabilmek, surata bir simetri hissi verebilmektir. Bir insanla ilk karşılaştığınızda öncelikle gözlere odaklanırsınız ancak burun bölgesindeki bir çarpıklık veya biçim bozukluğu dikkatinizi buruna yöneltecektir. Ancak suratın ortasında simetrik, farkedilmeyen bir burun ise gayeden şaşmamamızı sağlar.

KOKULAR BELLEĞİMİZDE YER EDİNİYOR!

Peki burunun tek özelliği acaba suratın ortasında fark edilmeden durması mı?Burun boşluklarının beyinden çok ince bir kemikle dağılması, koku hissini taşıyan asapların beyine direk olarak erişmesi gerçeğinde burnun biçimden çok daha aşırısı olduğunu bize söylüyor. Doğduğumuz andan itibaren beş duyumuz çevremizden gelen ihtarlarla olağanüstü bir yoğunlukla çalışır. Yeni hatıralar, tecrübeler üretiriz. Ancak bunların hiçbiri koku duyusu kadar şuurumuzun derinine tesir etmez. Anatomik olarak da beyine dolaysız olarak erişen koku asapları, hiçbir filtreden geçmeden belleğimizde yer edinir. O surattandır ki; fırından çıkmış bir ekmek kokusu, annenizin yaptığı tatlının kokusu ya da hoşlandığınızdan aldığınız bir çiçeğin kokusu sizi çok derinde kalan, belki sizin dahi anımsamadığınız hatıralara götürebilir.

ÇOCUKKEN ANNENİZİN YAPTIĞI KURABİYENİN KOKUSUNU UNUTMAMANIZIN SEBEBİ BU!

Öyle ki yaşamın ilk senelerinden itibaren burundan soluk almak en az duyma ve görmek kadar ehemmiyetlidir. Çocukluğunuzda annenizin yaptığı kurabiyenin kokusunu ömrünüz süresince unutmamanızın nedeni bu. Koku hissi, beyine en kısa mesafede ve dolaysız olarak taşınır. Dolayısıyla siz daha şuurlu olarak koku aldığınızı sezmeden koku dolaysız burnunuza erişir. Bu yaşlarda kazanılan burundan nitelikli soluk alma alışkanlığı, ömür süresince devam ediyor.

Yapılan muhtelif çalışmalar, ağızdan alınan soluk ile burundan alınan soluk arasında; hem hava niteliği, hem koku alabilme, hem de sosyal ilişkilerimizi tertip etmekte tesirleri olduğu öğrenilen feromonların sezilebilmesi açısından ehemmiyetli farklar olduğunu gösterdi. Koku alamayan çocuklar da aynı duyma veya görme problemi olan çocuklar gibi dış dünya ile irtibatımızı kuran hayati beş duyumuzdan birinden yoksun kalıyorlar. Tam bunlar soluk alma esnasında koku partiküllerini burunun içindeki koku alma bölgelerine rahat erişebilmeleri ile muhtemel olmaktadır. Yapılan pek çok çalışma, iyi koku almanın ruh halinden, nörolojik hastalıklara, bedenin pek çok vaziyetinin hem habercisi, hem de rehabilitasyonu olduğunu göstermektedir. Hatta koku alamayan bireylerin yedikleri yemeklerden dahi tat alamadıkları da bilimsel olarak ispatlanmıştır.

BURUN ETLERİ DE REHABİLİTASYON EDİLMELİ!

Burun estetiği operasyonlarının yalnızca dış görünüş değil, soluk ve koku alma için de ne kadar ehemmiyetli olduğunu görmekteyiz. Burunun içindeki kıkırdakların çarpıklığı, burun etlerinin konka büyüklüğü gibi soluk almada problem yaratan yaradılışların da kesinlikle çözülmesi gerekir. Hele ki burun estetiğinin en çok arz edildiği bahar aylarında bir de mevsimsel alerji varsa; kesinlikle burun etleri de rehabilitasyon edilmelidir. Yoksa yalnızca simetrik görünen bir burun, şahsın mutluluğunu sağlamayacak, soluk ve koku alamama problemleri bireyi aralıksız yeni çözümler aramaya itecektir.