Çocuklarda ölümcül risk: Boğaz ağrısı
Beta mikrobu özellikle mektep gibi kapalı etraflarda süratle dağılıyor. İstinye Üniversite Sağlık Kurumu Medical Park Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şükrü Yener çocuklarda boğaz enfeksiyonlarına neden olan mikropla alakalı, “Rehabilitasyon edilmezse kalp romatizması ve böbrek irinine yol açarak, ölümcül neticeler doğurabilir” dedi.
Özellikle mektep çağındaki çocukların kabusu olan ve millet arasında ‘beta’ ismiyle de öğrenilen ‘A grubu beta hemolitik streptokok’ bakterileri ciddi boğaz enfeksiyonlarına neden oluyor. En çok 5-15 yaş arasındaki mektep çocuklarında görülüyor. Uzm. Dr. Şükrü Yener, tonsillofarenjit ismi verilen bu enfeksiyonun antibiyotiklerle rehabilitasyon edilmediği takdirde böbrek cerahati nefrit, kızıl ve romatizmal ateş gibi hastalıklara da yol açabileceğini söyledi.
En ehemmiyetli bulgusu yüksek ateş
Uzm. Dr. Yener enfeksiyonun bulgularını şöyle anlattı: “Hastalık boğaz ağrısı ani olarak başlar, birliktesi yutkunurken ağrı, tireme ve yüksek ateş de vardır. Tükürüğü yutmak, ağzı açmak, su içmek dahi ağrılı olduğundan ve ateş ve terleme ile akışkan kaybından dolayı hastanın bedeni susuz kalabilir. Bademcikler şiş ve kırmızıdır, bazen üzerlerinde beyaz cerahatler, yumuşak ve sert damakta ufak, kırmızı benekler oluşabilir. Boyundaki lenf düğümleri şişebilir ve ağrılı olabilir. Bazı hastalarda baş ve beden ağrıları, ten döküntüleri, özellikle ufak çocuklarda bulantı kusma büyüyebilir”.
Ellerden bulaşıyor
Bu mikrop temel olarak solunum yoluyla bulaşır. Ev-mektep-yatakhaneler gibi çok şahsın bir arada olduğu ufak kalabalık yerlerde bulaşma olasılığı daha yüksektir. Bu sebeple çocuklara, kumpaslı el devireme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Mikrop bedene girdikten 2-4 gün içinde hastalık yapar. Kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülür. Rehabilitasyon edilmeyen beta bakterisi kalp romatizması, artrit ve nefrit gibi ciddi hastalıklara neden olabilir…
Kalp romatizması
Rehabilitasyon edilmemesi vaziyetinde beta mikrobu; hastaların kalp ve asap sisteminde kalıcı zarar yaratarak, millet arasında kalp romatizması olarak öğrenilen Akut Romatizmal Ateş hastalığının ortaya çıkmasına neden olur. Bu gidişattaki hastalarda ateş, bitkinlik soluk darlığı, merdiven çıkamama ve soluk soluğa kalma gibi bulguları vardır. Bu vaziyet ilerleyen yarıyıllarda da kalp eksikliğine neden olur. Beta mikrobu işte bu sebeple çok risklidir; başka bir deyişle kolay bir boğaz enfeksiyonu, kalp eksikliğine ve kalp kapakçıklarında üfürüme dahi neden olabilir.
Artrit
Beta mikrobu yalnızca kalp kapakçıklarında yakalanmaya başka bir deyişle kardite neden olmaz, aynı zamanda artrite de neden olabilir. Artrit; eklemlerde yakalanma anlamına kazanç ve hastaların sağlık kurumuna yatırılması gibi ağır tablolarla sonuçlanabilir.
Nefrit
Boğaz enfeksiyonunu takiben oluşan nefrit, bedenin beta mikrobuna karşı verdiği şiddetli cevap sebebiyle oluşan böbrek bozukluğudur. Nefrit; hastalarda el, ayak, surat ve gözde şişmelere neden olur. Çocukta üre ve kreatin yükselir, böbrek işlevleri bozulur. Çocuğun idrar rengi kıpkırmızı olur; bunun sebebi idrara kan karışmasıdır. Beta mikrobunun neden olduğu böbreğin yakalanması neticeyi oluşan nefrit, öldürücü neticelere yol açabilir. Bu vaziyette belirli hastanın sağlık kurumuna yatırılması gerekir.
Lahanayı sofradan beceriksiz etmeyin
Yüksek ateş, halsizlik ve özellikle boğazda beyaz irin görüntüleri varsa beta mikrobu faktör olarak düşünülüp rehabilitasyon tasarlanmalıdır. Ayrıca evvelden romatizmal ateş hikâyesi veren hastada rehabilitasyona hemen başlanmalıdır. Rehabilitasyonda penisilin ilk alternatiftir. Akut romatizmal ateşi önlediği gösterilmiş tek antibiyotiktir. Rehabilitasyonda 10 günlük penisilin ağız yoluyla veya iğne biçiminde uygulanır. Seçenek olarak penisiline eş yapıdaki antibiyotikler kullanılabilir. Beta mikrobunun rehabilitasyonu muhtemeldir ve son derece basittir. Ancak tıbbi rehabilitasyonun yanında hastanın bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesi ve doğru beslenme gibi destek yaklaşımları da uygulanmalıdır. Enfeksiyonlara tutulmamak için vitamin ve mineral güzergahından zengin beslenmek gerekir. Özellikle A, C, B6, E vitamini ve çinko, selenyum minerallerinden zengin olan kış sebzelerinden brokoli, lahana, brüksel lahanası, kırmızı lahana, karnabahar, havuç, marul, yeşilbiber, roka, sarımsak, soğan ve meyvelerden portakal, mandalina, greyfurt, kivi, elmadan bir veya birkaçı günlük beslenmede yer almalıdır.