Eflatuni aşk saplantısı nedir

Saplantı haline gelen eflatuni aşkların orijini çocukluk hatta bebeklik yarıyılına kadar uzanıyor. Güvenli bağlanma problemlerinin eflatuni saplantının büyümesinde ehemmiyetli bir etken olduğunu belirten uzmanlar, “Güvenli bağlanma, şahsın kendisini beğenilmeye değer bir şahıs olarak idrak etmesi anlamına gelmektedir. Güvenli bağlanma problemi olan bireylerde saplantılı aşka daha sık tesadüfülmektedir” diyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Sağlık Kurumundan Uzman Muayenehane Psikolog, Psikoterapist Gülçin Şenyuva, saplantı haline gelen eflatuni aşklarla alakalı değerlendirmelerde bulundu. Şenyuva, şunları söyledi: “İnsanlık tarihi kadar daha öncekine direnen bir kavram AŞK! Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Hades ve Persephone. Aşk efsaneleri, aşk hikâyeleri, aşk şiirleri, aşk şarkıları, aşk vefatları. Daha nicelerini okuduk, gördük ve belki de yaşadık…

AŞK, bir çılgınlık midir, bir duygu mudur, bir uçuş mudur?

Şayet aşk bir uçuş ise aşkta tek kanatla uçulmaz ki, iki şahıs gerekir. Beğendiğini sadece seven şahsın bildiği, hoşlanılan şahsın haberinin olmadığı aşklar olsa dahi…

Başkaları ile güvenilir, dürüst ilişkiler kurmak insan için ehemmiyetlidir. Bunu sürdürme isteği de beşeri bir tavır olarak görülmektedir. Bu sebeple sağlıklı insan ilişkileri şahsın yaşam memnuniyetini, fiziksel ve ruhsal sağlık gidişatını etkilemektedir. Saplantı, şahsın aklına sürekli, yineleyen, istenmeyen biçimde gelen, şahısta kasvetin oluşmasına neden olan, rahatsız eden düşüncelerdir. Bu düşüncelerin yoğunluğu ve yarattığı kasvet sebebiyle günlük yaşamı negatif istikamette etkilenir.

Eflatuni, asılda var olmayan, düşte kalan, hep öyle kalması istenilen anlamına gelmektedir. Eflatuni saplantı kavramı, saplantılı aşk, aşk bağımlılığı ya da ilişki bağımlılığı olarak değerlendirilir. Saplantılı aşk, şahsın asıl ya da erişilemeyen bir aşkı saplantı haline getirmesi, tüm yaşamını bireye göre manipülasyonu, yoğun duygular yaşamasıdır. Ancak tarihler boyu hoş olarak addedilen bu kavram bir zaman sonra şahsın kendisine ve etrafına hasar vermeye başlayabilmekte ve şahsın işlevselliğinin düşmesine neden olabilmektedir.

Eflatuni saplantılı şahsın, karşısındakine güven dinleme, ayrılık ile alakalı evhamları sürekli zekâsını meşgul eder. Bu endişelerinden kurtulmak için de kendini hafifletecek, sürekli onu aramak, takip etmek, “benden hoşlanıyor musun” diye sualler sormak gibi tutumlarda bulunur. Bu tavırlar bir zamanlığına şahsın evhamının düşmesine destekçi olmaktadır. Daha sonrasında zekâsını meşgul eden düşünceler gelmeye devam eder. Eflatuni saplantılı şahıs yalnızca aşık olduğu şahsın kendisini mutlu edeceğine inanır ve kendisi mutsuz olduğunda aşık olduğu şahsın da mutlu olmasını istememektedir. Başka Bir Deyişle aklında yarattığı şahsın kendisinde oluşturduğu varlığa-anlama aşık olmuştur.

Şahsın yalanlandığını düşünmesi, fiziksel ve duygusal olarak aralıksız kendisini kabul ettirmeye çabalamasıdır. Şahsın maksatlarının olmaması, tatmin olmadığı iş ve sosyal yaşamının olması ile ortaya çıkan anlamsızlık duygusu eflatuni saplantının sebeplerinden sayılabilir. Bununla beraber, özgüven düşüklüğü, zafersizlik, noksanlık ve cılızlık hissi şahısta evhama sebebiyet vermektedir. Böylece şahsın aklında oluşturduğu eflatuni sevgili şahsın varlığı ile var olduğunu düşünmesine ve yaşadığı boşluğu doldurmasına sebebiyet verebilmektedir. Güvenli bağlanma problemleri eflatuni saplantının büyümesine ehemmiyetli bir etkendir. Güvenli bağlanma, şahsın kendisini beğenilmeye değer bir şahıs olarak idrak etmesi anlamına gelmektedir. Bu şahıslar ilişkilerinde karşısındaki bireye bağlı olmaktan dolayı mutludur, terkedilmeye dair ya da istenmediklerine dair evhamları bulunmamaktadır. Uzun soluklu ilişki kurabilirler. Güvenli bağlanmanın oluşabilmesi için, ilk bakım veren şahsın bebeklik ve çocukluk yarıyılında alaka ve lüzumlarının karşılanması, bebeğin-çocuğun bakım vericisinin orada olduğunu öğrenmesi ile büyüyebilen bir gidişattır. Güvenli bağlanma problemi olan bireylerde saplantılı aşka daha sık tesadüfülmektedir.

Bağımlı ve obsesif şahsiyet özelliği olan bireylerde saplantılı aşka daha sık tesadüfülmektedir. Bağımlı şahsiyet özelliği olan şahıslar, terk edilme fobisi ile yaşar, ilişkinin bozulmaması için ellerinden geleni yapar, yaşamdan neşe almaya dair lüzumlu olduklarına ve mutlu olduklarını hak etmediğine inanırlar, özgüvenleri genelde düşüktür. Obsesif şahsiyet özelliği olan bireylerde, bilinmeyenlik çok fazla rahatsız eder, yanılgı yapmaktan korkar, mükemmeliyetçi yapıları vardır.”

Sağlıklı aşk var mı?

Gülçin Şenyuva, “İlişkide güven ve hürmetin olması en ehemmiyetli unsurlardır. Bireylerin istek ve gereksinimlerini görüşebiliyor olmaları, birbirlerinin istek ve lüzumlarına duyarlı olmaları sağlıklı ilişki ve sağlıklı aşkın tabanını oluşturmaktadır. Duygusal yaşantılarımız yaşadığımız vakalar ile tanımlanmaz, hadiselerle alakalı düşüncelerimiz ile tanımlanır. Başka Bir Deyişle yaşamımızda farklılık istiyorsak, seçenek düşüncelerin oluşmasına izin vermeliyiz.” nasihatinde bulundu.