Erkeklerin ilişkilere bakışı

Kadını Gözetmek Erkeğin Tabiatında Var
“İlk çağlardan beri erkek profiline bakarak başlamak gerekli belki de. Mağara yarıyılında dahi kadınlar mağara etrafında yaşarken, erkek avlanmaya çıkarmış. Sonrasında yeni topraklar fethetmek, ailelerinin güvenliğini sağlamak için erkekler savaşa gidermiş.

Sonra ‘şövalyelik’ kavramı çıkmış ortaya. Bir Hayli masalda prensesleri ejderhalardan, kuleye kapatan makûs kalpli cadılardan kurtaran şövalyeler anlatılır hala. Hiçbir masalda prensesin şövalyeye kendisini nasıl kurtaracağını anlattığını dinlediniz mi? Prensesler kurtarılmayı beklerken suskunca gözyaşı döker, prens kendi olanaklarıyla ejderhayı alt eder ve sonunda prenses kahraman şövalyesine aşık olur.

Elbette hiçbir kadının hayatı başkasının kendisini kurtarmasına bağlı, aciz yaşamasından bahsetmiyoruz. Ama erkek psikolojisine bakarsak, kadını gözetmek gözlemek, eşi için bir şeyler yapmak tabiatlarında var.”

Erkeğin Gözünden İlişki
“Günümüze dönersek, çoğu erkek artık babasını rol model almıyor. Zira onlar da erkek egemen konutlulukların annelerini ne denli mutsuz ettiğini görmüş ve bundan ders çıkarmışlar. Zati evlendikleri kadınlar da annelerine pek benzemiyor. Daha bağımsız, ayakları üzerinde duran, kariyere öncelik veren güçlü kadınlar. Erkek zati ezebileceği değil, galibiyetinden onur dinleyeceği kadını seçmiş eş olarak. Bu nedenlerle hayran olmuş, ismi aşk olmuş zati.

Sonra hayat başlıyor. Kadında hayran olduğu efor, bir yarıyıl sonra kendini ezici bir biçimde sezdirmeye başlıyor. Erkekler kadınlar gibi değil, çoğu erkek bıçak kemiğe katlanmadıkça, her mutsuzluğu dile getirmiyor hemen.

Konutta müzakere veya tedirginlik olmaması hevesi, onları zaman zaman meseleleri ertelemeye itebiliyor. Fakat bir yarıyıl sonra, eşinin egemen tavırları karşısında rahatsız olmaya başlayan erkekler, değişik tepkinler geliştirebiliyor. Ya başkaldırı başlıyor ki bu konutta devamlı müzakere ve tedirginlik anlamına geliyor ve şiddetli uyumsuzlukla sonuçlanıyor ya da pasifize olmuş erkek, konutluluk etiğine ters de olsa kendini etkin sezebileceği yeni alanlar yaratma gereksinimi sezmeye başlıyor.”

Konutta Kedi, Dışarıda Kaplan Erkekler
“Eşi bir ‘anne’ye dönmüş erkekler, yanında kendilerini huzuru ve güçlü sezebilecekleri bir ‘kız dost’ a gereksinim dinlemeye başlıyorlar. ‘Konutta kedi, dışarıda kaplan’ deyim edilen hayat modelleri çıkıyor ortaya.

Hakikatinde bu yalnızca kadın ya da erkek farkı değil elbette. Hiç kimse devamlı idarendiği, her adımı hakimiyet edilen ve devamlı yönergelerle yaşadığı bir hayatı seçim etmez. İlişki kurmanın, konutluluğa adım atmanın emeli mutlu olmaktır.

Konutluluklar cezaevine döndüğü anda kadın ya da erkek herkes özgür bir soluk alabilmenin, parmaklıkları aralayabilmenin düşünü kurmaya başlar. Bu sebeple ‘Konutluluk müessesi’ tanımını, ‘Konutluluk ciddi bir müessesedir’ sözü yanlıştır. Zira hiç kimse bir müessesenin katı kaideleri içinde yaşamayı seçim etmez. Hatta vazgeçin yaşamayı, işverenin tekelinde bir idarede, fikirlerine hiç değer verilmediğini paydan bir civarda çalışanlar dahi gün gelip kendi işinin işvereni olacağı günleri hayal eder.”