Evlenmeden evvel kendinize sormanız gereken 12 sual

İnsan aşık olduğunda her şey gözüne toz pembe görünür, fakat zaman ilerledikçe iki insan arasındaki farklar ortaya çıkmaya başlar.

Uzman Muayenehane Psikolog Mehmet Başkak, bir şahsın konutluluğa hazır olup olmadığını kavramasına dayanakçı olacak 12 suallik bir test hazırladı.

İşte kendinize sormanız gereken 12 sual:

– İçinizdeki ses ne diyor?

Tanışıp bir müddet görüştüğünüzde, tam kriterlerden, mana yürütmelerinden bağımsız olarak içinizdeki sese kulak verin. Şayet içinizden gelen o çok iyi tanıdığınız ses “Evet, bu bana eş olabilir, yanımda gönül rahatlığıyla taşıyabilirim ve yanında yürürken dünya umurumda olmaz” diyorsa daha ileriye adım atabilirsiniz.

– Birbirleriyle çok iyi dost olan insanlar gibi biz de birbirimizi düşünüp, gözlüyor muyuz?

Biriyle alakalı geleceğe müteveccih ciddi tasarılar yapmaya başladığınızda, kendinize soracağınız sual “Birbirimize gerçekten aşık mıyız?” suali olmasın. Sormanız gereken ilk sual “İyi dost olma yolunda ilerliyor muyuz?” suali olsun.

“Aşık olmak” genellikle çok yoğun duygular, romantizm ve yüksek elektrik demektir. Bunlar da bir müddet sonra ilk başlardaki yoğunluğunu kaybedecektir. Evlenmek için bu tip bir “aşk ya da sevgi” den ziyade iyi dostluk daha geçerli bir nedendir. Aşık olmak gibi yoğun duygular özünde benmerkezcilik barındırır. Dostlukta benmerkezcilik yoktur. Asıl sevgi bir başka şahsın hayatını umursamak, ona değer vermekle alakalıdır. İyi dostlar birbirlerinin mutluluklarını ve huzurunu umursarlar, fedakarlık ön saflardadır ve konutluluğun uzun ve sağlam temellere oturmasıyla doğrudan alakalıdır.

– Birbirimize karşı duygusal olarak dürüst ve alıngan mıyız?

Duygularımı sarihçe ifade edemiyorsam, bu ilişkide daha başlangıçta mesele var demektir. Birbirlerine karşı duygusal olarak sarih olamayan iki insanın asıl mantıkta birbirlerine aşık olmaları ve yakınlık kurmaları olası değildir. Duygularımızı başka biriyle sarih bir biçimde paylaştığımızda, o şahısla aramızda bir bağ oluşur ve kendimizi ona yakın sezeriz.
Genelde insanlara duygularımızdan bahsetmekten sakınırız, zira bunu yaparsak kendimizi kırılgan hale getirmiş sezeriz, ki bu da risklidir. O sebeple evlenmeyi düşündüğünüz şahısla duygularınızı paylaştığınızda, kendinizi her zaman güvende sezebilmeniz ehemmiyetlidir.
Evlenmeyi düşündüğünüz şahısla birbirinize karşı duygusal olarak dürüst ve sarih olduğunuzu nasıl anlarsınız? Bir dahaki sefer partnerinizle sohbet ederken, ona şu suali mesele, “Şu anda benimle alakalı hislerin neler?” ya da “Şu anda sana bahsettiğim şeyler sana kendini nasıl sezdiriyor?” Birbirinizle aralıksız olarak böyle bir irtibat kurabilirseniz, o zaman aranızda içten ve sıcak bir ilişkinin büyüme olasılığı var demektir.

– Tutarlı şekilde problemlerimize kazan/kazan biçiminde çözümler bulabiliyor muyuz?

Bu başlık size pek romantik gelmeyecek belki ama hayat zati romantizmden ibaret değildir. Reelin ortasında her iki tarafın mutlu olduğu bir irtibat dili kurmak çok ehemmiyetli… Çiftler genelde kimyaların anlaşmasıyla iyi irtibat kurabilme hünerini birbirine karıştırırlar. Telefonda saatler süresince sevgilinizle muhabbet edebiliyor olmanız ve kendinizi ona çok bağlı sezmeniz, aranızda çok iyi bir irtibat olduğu anlamına gelmez. Aranızda iyi bir irtibat olup olmadığını kavrayabilmenin tek yolu problem yaşadığınız zamanlardaki tutumlarınıza bakmaktır. Diyelim aranızda bir ihtilaf oldu, bu ufak bir şey de olabilir büyük de, işte o zaman aranızda iyi bir irtibat olup olmadığını kavrayabilirsiniz. İyi irtibatın özünde yaşadığınız problemler ve ihtilaflarla alakalı her zaman kazan/kazan biçiminde, iki tarafı da memnun eden çözümler bulup bulamadığınız uyumaktadır. Bu şu anlama kazanç, aranızdaki meseleyle alakalı yaptığınız konuşmalar bittiğinde her iki taraf da vardığınız neticeden kendini tatmin olmuş ve mutlu seziyordur. Her iki tarafta da rastgele bir negatif duygu oluşmaz.

Tamamıyla çözülemeyen problemlerin küskünlüğe dönüşmesi kaçınılmazdır. Dargınlıklar biriktiğinde de aşk giderek kaybolur. Problem, problem olan şeyin kendisi değildir. Reel problem, problemle alakalı karşı tarafla kurduğunuz irtibat biçimidir. Mesele olduğunda ortaya çıkan irtibatın niteliği bağlantınızın gerçeğinde ne olduğuyla alakalı bilgi verir, geçimli mevzulardaki bağlantınız değil.

– Birbirimize ihtiyaçlarına önem veriyor muyuz?

Fedakarlığın kendisini gösterdiği bir kritere geldik. Konutluluktaki en ehemmiyetli ve temel ilkelerden biri şudur: Bu senin için ehemmiyetliyse, o zaman benim için de ehemmiyetlidir. Birbirinin lüzumlarını umursamak gerçeğinde şahsın karşısındakini memnun ve mutlu etmek istemesiyle alakalıdır. Fedakarlık ve verici olmak belki de evlenmek için bir bireyde kesinlikle olması gereken en ehemmiyetli kişilik özelliğidir. İnsanlar genelde almayı beğenirler. Verici olmak çok ciddi bir mücadele gerektirir. Karşılığında bir şey bekleyerek vermek ise akdikeni olmakla aynı şeydir.

Kendinize sormanız gereken ehemmiyetli bir sual de şu olmalıdır: “Bu birey için bir fedakarlık yapmak, ona bir şey vermekten sevinç mi alıyorum yoksa bu bana sıkıntılı mı geliyor? Peki ya karşımdaki, bana karşı fedakar ve verici mi? Mesele yoksa konutluluğa doğru güçlü bir adım daha atılabilir.

– Birbirimizi takdir ediyor ve birbirimize saygı dinliyor muyuz?

Evleneceğimiz şahsı takdir etmemiz ve ona saygı dinlememiz koşul. Mesela bir şahsın hoş nezaketine, kendisini adadığı anlamlı işlere ve hedeflere ve yaptığı hoş işlere saygı dinleriz, onun dış görünüşünün nasıl olduğuna değil. Onun önem verdiği bir işi ciddiye alıyor musunuz kavramasanız da arkasını mı ediyorsunuz?

Birbirinizi hep tenkit etiyor ve partnerinizin bu tenkitler suratından kendisini ablavut gibi sezmesine neden oluyor musunuz? Birbirinize karşı sabırlı mısınız, değil misiniz? Başkalarının yanında birbirinizle alakalı makûs şakalar yapıp, sonra gidişatı karşılama etmek için “şaka yapıyordum gerçeğinde” diyor musunuz? Evet diyorsanız, dikkat!

– Koca adayı için: Kendinizi bir eşe ve aileye bakmanın mesullüğünü üstlenmeye hazır seziyor musunuz?

Kimileri bir rüzgara kapılıp evlenseler de evlendikten hemen sonra bekar gibi yaşamaya devam eder. Dostları hep en ehemmiyetlidir, genelde dışarıdadır, hep işi vardır. Konutta bir kadın olduğunu sanki de unutmuştur. Bekar gibi yaşar ve konutu nerdeyse otel gibi kullanır. Bunlar Bir kadının mesullüğünü üstlenecek kadar olgunlaşmamış, duyarsız ve çoğu zaman benmerkezci tiplerdir. Aldırışsızlık, kadının ruhunun ışığını söndürür. Kocanızın mesullük sahibi, konutlulukla birlikte yaşama şeklini de değiştirdiğinin farkında olan bir olgunluğa sahip olmasına dikkat edin.

– Kadın için: Müstakbel kocana gerçekten inanıyor musun?

Kocanızın, sizin tarafınızdan inanılmaya, sizden saygı ve destek görmeye gereksinimi var. Eşiniz, sizin ona güvenmenize lüzum dinliyor.

Günümüzde erkekler o kadar fazla baskı altındalar ve onlardan o kadar çok şey bekleniyor ki… Aralıksız şüpheci yaklaşımlar, denetlemeler, dedektiflik tavırları ve sizden başka hiçbir şey yokmuş gibi ona baskı uygulamanız bir müddet sonra erkeği sıkar, sıkıldırır. Konut onların baskı görmek istedikleri en son yer. Eşiniz sizin ve ailenizin lüzumlarını karşılamak için gerçekten çok çalışıyor ve sizden buna inanmanızı bekliyor. Bir kadının kocadene yapabileceği en zalimce şey aralıksız bir şeyler suratından onun kafasının etini yemek.

Bu nedenle hayatınızı onunla birleştirmeden evvel, saklı bir casustanız ya da dile getirmediğiniz temennileriniz var mı bir gözden geçirin. Sarih laflı ve dürüst olun. Ve onun karısı olmaya karar verdiyseniz, aynı zamanda onun dostu olun ve ona asla sırtınızı dönmeyin, sarih ve net olun.

– Bu insana gerçekten güveniyor muyum?

Aşkın ve ilişkinin duygusal temelini güven duygusu oluşturur. Güven olmadan, ilişkinin büyüyüp, gelişmesi olası olamaz. Güven mevzusu temel olarak şu sualde saklıdır: ”Ne zaman lüzum duysam bana destek olmaya ve desteğe hazır mısın?” Sağlam bir konutluluk sağlam bir güven ilişkisi üzerine inşa edilir. Gereksinimlerimi karşılamak, duygularımı ifade etmek için bana güvenli bir barınak olacak mısın, bu mevzuda sana güvenebilir miyim? Sana içimi istediğim gibi açabilir miyim? Beni terk edeceğinden ya da beni yalanlayacağından veya beni kınayacağından korkuyor muyum?
Eşler arasında güven inşa faktörün altın kaideyi eşlerin birbirlerine saygı dinlemesi ve birbirlerinin duygularını onaylamasıdır. Duygularınızı açma mevzusunda birbirinize güvenemiyorsanız, o zaman evlenme mevzusunu iki kere düşünün.

– Hayattan temennilerimiz aynı mı?

Konutluluklarda şu iki şeyden biri olur: İnsanlar ya hayat yolculuğunda birlikte yürürler ya da parçalarlar. Ruhsal istikametten geçimli olmanız hayatta birlikte yürüyeceğinizin en ehemmiyetli göstergelerinden biridir. Bunun anlamı şudur, partneriniz ve siz değerleriniz, hayattaki öncelikleriniz ve hedefleriniz açısından eş şeyleri düşünmektesiniz. Hayatta olmanızın anlamı ve bu hayatın sizin için anlamı nedir?

Şahsın ruh ikizi ya da ruh dostu aynı zamanda hedef dostu demektir. Konutluluk tehlikeli bir şeydir. Ne için yaşadıklarını öğrenmeyen iki insan uzun vadede hayat yolunu beraber yürümede ve beraberliklerini devam ettirmede zorlanabilirler. Hayattan ve gelecekten temennileriniz tamamen aynı olmayabilir fakat evrensel değerler bağlamında en azından eşlik ya da paralellik olmalı.

– Temennileriniz çok mu yüksek?

Konutlulukla alakalı temennilerinizi ne kadar yüksek meblağsanız, hayal kırıklığı yaşama tehlikeniz o kadar çoğalır. Hem parasal hem manevi anlamda temennilerinizin reelci olması gerekiyor. Yatlar katlar, lüks yaşam, saf mutluluk ya da bütün bir aşk öyküsünden ibaret konutluluk tasavvur ederseniz en kısa zamanda oluşturduğunuz bu yüksek çıtadan düşeceksiniz demektir. Hem partnerinizin hem sizin, temennilerinizin balanslı olması çok ehemmiyetli. Temennilerinizi gözden geçirin ve evlenmeye karar verdiğiniz şahsı tanımaya başlayın, beraber hayatı paylaşmaya doğru adım attığınızın şuurunda olun.

– Verdiğim kararla alakalı kafam rahat mı?

Konutluluk kararı verdikten sonra içiniz rahat mı? Verdiğiniz kararla alakalı kafanızın rahat olması için, konutlulukla ya da evlenmeyi düşündüğünüz şahısla alakalı sizi rahatsız eden, düşündüren meseleler neyse onları tespit etmeli ve çözüme kavuşturmalısınız. Sizi rahatsız eden mevzuları tespit edebilmeniz içinse kendinize acımasız derecede dürüst olmalı ve duygularınızı dinlemelisiniz. Bu şahısla evlenme mevzusunda kafanız rahat değilse, bunun nedenini bulmaya çalışın. Dikkatli bir biçimde düşünürseniz, bu şahısla evlenme mevzusunda neden ayak sürüdüğünüzü keşfedeceksiniz. Kendi mücadelenizle bu nedenin ne olduğunu bulamıyorsanız, o zaman güvenilir aile büyüğünden ya da uzman bir terapistten destek alın.