Göz hastalıklarının bulguları nelerdir nelere dikkat edilmesi gerekmektedir?

01.04.2021
339
Göz hastalıklarının bulguları nelerdir nelere dikkat edilmesi gerekmektedir?

Ancak gün süresince ekran başında çalışmak, saatlerce cep telefonunda sosyal medyayı takip etmek, internetten alışveriş yapmak gibi etmenler sebebiyle gözleri fazla kullanmak göz sıhhatini ehemmiyetli miktarda tehdit edebiliyor. Misalin göz kuruluğu ile göz bitkinliğini tetiklemesi gibi. Bunların yanı gizeme vasati hayat zamanının uzaması sebebiyle ileri yaş grubunda görülen sarı nokta hastalığı, katarakt, göz tansiyonu ile diyabete bağlı göz hastalıkları da artık daha çok görülüyor.

Göz hastalıklarına erken yarıyılda tanı konulduğunda sualin genellikle basit usullerle rehabilitasyon edilebildiği, bunun aksine geç kalındığında ise kalıcı görme kaybı gibi ciddi meseleler büyüyebilmektedir. Bu sebeple gözlerde bir yakınma büyüdüğünde internetten hastalık taramak veya meseleyi komşu teklifleriyle çözmeye çalışmak yerine zaman kaybetmeden hekime müracaat etmek çok ehemmiyetli. Peki ama kimi zaman ‘kendiliğinden geçer’ diyerek önem vermediğimiz, kimi zamansa komşumuzun nasihatiyle çözüm bulmaya çalıştığımız yakınmalarımız hangi hastalıkların habercisi olabiliyor? Acıbadem Kadıköy Sağlık Kurumu Göz Sıhhati ve Hastalıkları UzmanıProf. Dr. Müslime Akbaba gözlerdeki bulguların hangi hastalıkların sinyali olabileceğini anlattı ehemmiyetli bilgiler verdi.

GÖRME BOZUKLUĞU

Görme bozukluğu genellikle çocuklarda kırma hataları, göz kayması ile göz üşengeçliğine işaret ediyor. Gençlerde çoğunlukla kırma yanılgılarının habercisi olurken, orta ve ileri yaşta katarakt, göz tansiyonu ve sarı nokta hastalıklarıyla ilişkili oluyor. Prof. Dr. Müslime Akbaba ayrıca 40 yaş sonrasında geçim gücünün eksilmesi neticeyi yakın görme bozukluğu büyüdüğünü belirterek, “Bu tamamen fizyolojik bir gidişattır, hastalık olarak değerlendirmemek gerekiyor” diyor.

GÖZLERDE KANLANMA

Göz yüzeyinin tepkisel bir tepkini olarak belirtilen gözlerde kanlanma sıklıkla yüzeysel kılcal damarların genişleyip aşikarlaşması sebebiyle oluşuyor. Göz kuruluğunun en yaygın bulgusu olmanın dışında konjonktivit gözlerin beyaz kısmı ile göz kapaklarının iç kısmını kaplayan ince ve şeffaf bir çeper olan konjonktiva katmanının iltihaplanması ile blefarit kapak kenarı cerahati veya keratit kornea cerahati gibi enfeksiyonlar ve alerjik hastalıklarda da büyüyebiliyor.

GÖZ SIZISI

Sızı göz etrafında veya göz arkasını sezilebiliyor. Göz kuruluğu, göz tansiyonu, gözlerde uçuk gibi bazı göz enfeksiyonları, arpacık ile göz migreni sızının başlıca nedeni. Sinüzit de göz sızısı yapan en ehemmiyetli nedenlerden birini oluşturabiliyor.

GÖZDE YAŞARMA

Gözyaşı imalinin ya da boşaltımının bozulması gözlerde yaşarmaya neden olabiliyor. Cemiyetteki yaygın inanışın aksine göz kuruluğu refleks yolla gözde yaşarma bulgusu verebiliyor. Bunların yanı gizeme alerjik hastalıklar, toksik etraflar ve enfeksiyonlar, alt göz kapağının gevşekliği, gözyaşı kanalcık ağızlarının dışa dönmesi veya tıkanması, gözyaşı kanalının tıkanması gibi vaziyetlerde de drenaj yapılamadığı için gözlerde yaşarma oluşuyor. İleri yaşta göz kapağının gevşekliği de özellikle okuma faaliyetleri sırasında yaşarmaya neden olabiliyor.

ÇAPAKLANMA

Gözlerde çapaklanma meseleyi oluştuğunda usumuza ilk olarak enfeksiyon geliyor. Göz Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müslime Akbaba cemiyetteki yaygın inanışın aksine çapaklanmanın her zaman enfeksiyon bulgusu olmadığını vurgulayarak, “Misalin alerjik konjonktivit tablosunda sulanma ve kaşıntıyla beraber çapaklanma da olabiliyor. Göz kapağı kenarı cerahati, konjonktivit ile kreatit gözün önünde yer alan kornea katmanının iltihaplanmasıyla büyüyen bir hastalık tablosunda da çapaklanma büyüyebiliyor. Gözyaşı kanalı tıkanıklığında da kızarıklık ve sızı olmadan yalnızca sulanma veya çapaklanma oluşabiliyor” diyor.

IŞIK ÇAKMASI

Prof. Dr. Müslime Akbaba gözlerde ışık çakmasının ağ tabaka hastalıkları ve migrenin habercisi olabileceğini belirterek şunları söylüyor: “Ağ Tabaka yırtıkları ışık çakmaları biçiminde bulgular verebiliyor. Özellikle yüksek miyop olan hastalarda ışık çıkmaları daha sık görülüyor. Erken teşhis edildiğinde lazer usulüyle yırtık etrafı kapatılarak dekolman, bir başka deyişle ağ tabaka katmanlarının birbirinden bölmesi önleniyor. Ağ Tabaka yırtıkları acil tanı ve rehabilitasyon gerektiren bir vaziyet. Zira erken yarıyılda tanı konulduğunda lazerle rehabilitasyon edilebilen bu tablo rehabilitasyonda geç kalındığında ağ tabaka dekolmanı bölmesi ismi verilen ve âmâlıkla sonuçlanabilen hastalığa neden olabiliyor. Görme alanında ışığın yanıp sönmesi, zikzaklı çizgiler, dalgalı görme ise migrenin tipik bulgusunu oluşturuyor. Hastalarda bu bulgular büyük evham yaratsa dahi saldırı sonunda yakınmalar tamamen düzeliyor”

GÖZLERDE UÇUŞAN SİYAH CİSİMLER

Hastalar gözlerde uçuşan siyah cisimleri nokta, çizgi, örümcek ve sinek gibi değişik biçimde belirliyorlar” diyen Prof. Dr. Müslime Akbaba laflarına şöyle devam ediyor: “Bunlar gözün içindeki boşluğu dolduran, transparan jel yapısında olan ve vitreus ismi verilen, şeffaf civara düşen hücre kümelerinin ağ tabaka üzerindeki gölgeleridir. Daha çok aydınlık civarda ve sarih tabanda görülüyorlar. Hatta katarakt operasyonundan sonra hastaların yeni şeffaf mercekleri sebebiyle farkındalıkları rahatsızlık verecek kadar çoğalabiliyor” Bu yakınmalarla gelen hastalarda ayrıntılı bir göz dibi tetkikinin yapılması gerekiyor. Zira göz içinde rastgele bir cerahat, kanama veya ur da eş bulgular verebiliyor.

IŞIĞA KARŞI HASSASİYET

Işığa karşı hassasiyet; göz kuruluğu, hipermetropi, astigmatizma, alerji ve daha seyrek bazı doğuştan ağ tabaka hastalıklarının sinyali olabiliyor. Ufak bir çocuğun ışıktan rahatsız olmasında altta uyuyan neden genellikle hipermetropi veya astigmat olurken, gençlerde ise alerjiyi, orta ve ileri yaşta ise göz kuruluğu neticeyi oluşan kornea abrazyonunu düşündürüyor.

DİKKAT BU TETKİKLER ÇOK EHEMMİYETLİ!

Hiçbir yakınma olmasa dahi rutin göz hakimiyetlerinin asla ilgisizlik edilmemesi gerekmektedir. “Rutin göz hakimiyetleri sayesinde ileride onarımı muhtemel olmayan ağ tabaka ve görme asabı gibi göz zararları henüz ortaya çıkmadan önlenebiliyor”  Hangi yaştan itibaren hangi sıklıkta rutin göz tetkiki olunması gerektmektedir?

-İlk göz tetkikinin 6 aylıkken yapılması, doğumsal bazı hastalıkların erken tanısı açısından ehemmiyetli.
-Hiçbir göz hastalığı olmayan sıhhatli bireyler 50 yaşına kadar 2 senede bir, 50 yaşından sonra da senede bir kere göz tetkikinden geçmeye itina göstermeliler.
-Rastgele bir göz problemi olan bireylerde ise o hastalığın gerektirdiği periyotlarda tetkiklerin yinelenmesi de büyük ehemmiyet taşıyor.

YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri