Gözetici kremler ne zaman sürülmeli?

Güneş ışınlarına bağlı kronik yan tesirlerin de olduğunu aktaran Erdem, bunlardan birinin ten ihtiyarlaması ve tende buruşuklukların oluşması, değişiğinin ise ten kanseri olduğunu ifade etti.
Bunlardan en risklisinin melanom olduğunu ve bazen yalnızca tende değil bedene kadar dağılma gösterdiğini aktaran Erdem, “Bunun en ehemmiyetli sebebi akut güneş yanıkları. Tatilciler ilk gittiği zaman hemen güneşe çıkıp, yanıyorlar. Bu yanıklar ileride melanom olma tehlikesini artırıyor. Özellikle çocukluk yarıyılındaki ten yanıkları da ileri yaşlarda bu tehlikeyi artırıyor. Çocukların ilk 10 yaşına kadar güneşte yanmaması ve korunması gerekiyor. Onlar da denizde kumsalda oynasın ama yanmayacak kadar ve hakimiyetli olsun. Zira her ten yanığı melanom olma tehlikesini artırıyor” dedi.

Prof. Dr. Teoman Erdem şuurlu güneşlenme olmaz ve güneşten yeterince korunulmaz ise ışınların insan bedenine bir hayli hasarının bulunduğunu belirterek, “En ehemmiyetlilerinden biri güneş yanığı. Özellikle yazın şuursuz güneşlenmeye bağlı bedende yanıklar oluşur. Bir de surat ve ellere sürülen birtakım kozmetik mahsullerle güneşlenmeye bağlı bedende fotoalerjik tepkinler alana geliyor. Bu da kızarıklık, su toplaması veya kaşıntı gibi bulgular gösteriyor” diyor.
Teoman Erdem, ayrıca bazı şahısların D vitamini almak için uzun zaman güneş ışınlarına maruz kaldığını ancak günde yarım saat güneşlenmenin bedenin D vitaminini karşılaması için yeterli olduğunu söylüyor.

Güneş ışınlarının, bazı hastalıkları gün suratına çıkardığına dikkati sürükleyen Erdem, özellikle sarih derili ve renkli gözlü şahıslarda güneş yanığının daha fazla oluştuğunu söyledi.
Bu şahısların az zaman güneşe maruz kalsa dahi yüzde kızarıklık, kaşıntı gibi bulgular oluşabileceğini aktaran Erdem, “Sarih derili ve renkli gözlü şahısların güneşten daha fazla korunması gerekiyor. Güneşe daha alıngan olan bu şahıslarda, güneşin hasarlı tesirleri daha fazla oluyor. Özellikle tatile gidenlere ve deniz kenarında güneşleneceklere kesinlikle saat 10.00’dan evvel veya 15.00’deri sonra güneşlenme ve gözetici krem kullanmalarını öneri ediyoruz” dedi.

Prof. Dr. Erdem’in, gözetici kremlerin doğru kullanımı hakkındaki teklifleri ise şöyle: “Gözetici kremler güneşli etrafa çıkmadan yarım saat evvel sürülmeli. Dışarıya çıkmadan hemen evvel sürülen kremlerin tesiri olmuyor. Kremin ten tarafından emilmesi gerekir. Bu süreç takribî yarım saati alır. Krem emilmediği zaman tenin üzerinde dahi olsa gözetici tesiri olmuyor. Zira güneş ışınları tenin alt katmanlarına çok ivedi erişebiliyor.”

“Bu sebeple kremin dışarıya çıkmadan yarım saat evvel sürülmesi çok ehemmiyetli. Ayrıca kremin faal olması için yoğun sürülmesi de ehemmiyetli. Faal koruma için 50 etken üzeri ve nitelikli kremlerin kullanılmasını öneri ediyoruz. Şayet uzun zaman suda kalınacaksa kremlerin 2-3 saatte bir yenilenmesi gerekiyor.”
Erdem, hiçbir kremin bedeni güneş ışınlarından yüzde surat gözetmediğini, en tesirli korunmanın fiziksel korunma olduğunu söylüyor. Tesirli korunmak için şapka takılmasını, gerekirse uzun kollu giyilmesini ve gölgelik alanların seçim edilmesini öneriyor.

Erdem’in değişik teklifleri ise şöyle: “Hastalarımızın kimileri gözetici krem kullansa da yanıyor. Başka Bir Deyişle kremler belirli bir yere kadar gözetiyor, ışınlar gene bedene geçiyor. Millet arasında bronzlaşma iyi bir şeymiş gibi söyleniyor ama biz öneri etmiyoruz. Bronzlaşma, bedenin güneş ışınlarına maruz kalınca kahve veya çikolata rengine dönmesi demek. Bu da melanom cilt kanseri tehlikesini artırıyor. Bronzlaşmayı öneri etmiyoruz. Güneşlenmenin, sabah ve ikindiden sonra en fazla bir saat gözetici kremler sürülerek yapılmasını öneri ediyoruz. Tatilciler, gözetici kremlere yüzde surat güvenmesin, şapkalarını taksın, belirli saatlerde güneşlensin.”