İçki tüketiminde fazlalık ağız kanserine neden oluyor
Bir Haylimiz için her saatte bir bireyin ağız kanserinden can verdiği aslı afallatıcı gelebilir. Her ne kadar ağız kanseri öteki kanser cinsleri arasında en suçsuzu olarak bilinse de gerçeğinde vaziyet sandığımızın bütün tersidir. Öteki kanser cinslerine oranla daha ölümcüldür ve önem vermediğimiz bulgular istenmeyen neticelere davetiye çıkarabilir. Avrasya Sağlık Kurumu Işınım Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Vecdi Ertekin, içkinin neden olabildiği ağız kanseri ile alakalı bilgiler paylaştı.
Vücudunuz palavra söylemez, bu bulgulara dikkat edin
Bir Haylimiz yaşamımızın rastgele bir yarıyılında ağız sıhhatimizi tehdit eden problemlerle karşılaşmışızdır. Kolay gibi görünen lezyonlar belki de ciddi bir hastalığın habercisi olabilir. Ağız kanseri kimi zaman rastgele bir bulgu göstermezken kimi zaman da bireyin yaşamını negatif etkileyecek bulgular gösterir. Hastalık; ağız boşluğunda, dilde, dişte, diş etinde, dudakta ya da orofarenks dediğimiz ağızın gerisinde yer alan bölgede alana kazanç. Özellikle 45 yaş üstü fertlerde ve erkeklerde görülme sıklığı oldukça fazladır.
– Ağız içinde, dilde ya da diş etinde beyaz veya kırmızı pislenmeler,
– Boyunda şişlik ve yutkunmada zorlanma,
– Dil ve çenede hareket güçlüğü,
– Ağızda ağrı, miskinlik,
– Dişlerde hassasiyet ve ani diş kaybı,
– Seste farklılık,
– Kanamaya yol açan ve yineleyen yaralar bulgular arasında sayılabilir ve ardından kanser görülme tehlikeyi mümkündür. Ertelemeden uzman bir doktora gidilmelidir.
Tütün mamulleri, risk unsurları arasında ilk sıralarda
Ağız kanseri bulaşıcı değildir ancak bazı etmenler kanser yaradılışını dolaylı da olsa etkilemektedir. Özelikle tütün kullanımı, ağız kanseri nedenlerinin başında gelmekte ve tütün mamullerinin tüketimi kanser tehlikesini çoğaldırmaktadır. Ağız kanseri tehlikesini çoğaldıran bir öteki etmen ise içki kullanımıdır. İçki alımının çokluğu ile tehlike doğru orantılı olarak çoğalmaktadır. Dudak kanserinde de ehemmiyetli bir hisseyi bulunan güneş ışınları sigara tiryakileri için ehemmiyetli bir tehlike etmenidir. Ailede kanser hikayesi olması da hem öteki kanser cinslerinde hem de ağız kanserinde oldukça tesirli olmakta ve kansere tutulma tehlikesini çoğaldırmaktadır.
Ağız cerrahı ve diş doktorlarının da dahil olduğu uzmanlardan oluşan bir takım, teşhis konulduktan sonra her bir hastanın lüzumuna müteveccih bir rehabilitasyon tasarıyı geliştirirler. Genelde en zaferli yöntem cerrahidir. Böylece hastalığa neden olan parça bedenden uzaklaştırılmış olur. Ardından hastalığın düzeyi, hastanın genel sağlık gidişatı ve patoloji neticelerine göre kanser hücrelerini öldürmek için X ışınları ve protonlar gibi yüksek enerjili ışınların kullanıldığı bir yöntem olan ışınım rehabilitasyonu uygulanır. Bu rehabilitasyon yöntemi genelde tek başına kullanılmaz. Daha tesirli olabilmesi için kimyevi bir yöntem olan kemoterapi ile beraber uygulanır.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi tesirli bir rehabilitasyon neticesinden bahsedebilmek için erken teşhis çok ehemmiyetlidir ve önemsememelerin bu cins ciddi hastalıklara neden olabileceği unutulmamalıdır.
Tedbirinizi alın, tehditlere karşı hazırlıklı olun
Her sene binlerce insana kanser tanısı konulmakta ve gün geçtikçe artan hasta rakamı şüphesiz hepimizi huzursuz etmektedir. Bu noktada özellikle bedenimizin verdiği sinyalleri önem vermek erken teşhis ve rehabilitasyon için oldukça ehemmiyetlidir. Peki, ağız kanserinde tehlike etmenlerini ortadan kaldırmak için neler yapılabilir? Bunlar;
– Sigara gibi tütün mahsullerinin kullanımı ağız kanseri sebeplerinin başında kazanç demiştik. Dolayısıyla sigaradan uzak durulmalı ve tütün çiğnenmemelidir,
– İçki kullanımında fazlaya kaçmamaya ve özelikle sigara ile beraber harcamamaya dikkat edilmelidir,
– Meyve ve sebze tüketimi, sağlıklı gıdaların tüketimi öteki tüm hastalıklarda ehemmiyetli olduğu gibi ağız kanserini önlemede de son derece ehemmiyetlidir,
– Kumpaslı olarak ağız ve diş bakımı yaptırılmalı ve diş doktoruna gidilmelidir,
– Ağızda büyüyen rastgele bir lezyon varsa bakımsızlık edilmeden rehabilitasyon edilmelidir. Zira önem verilmeyen kolay yaralar ileriki yarıyıllarda ciddi meselelere neden olabilmektedirler.