İdeal ilişki nasıl olmalı

Günümüzde konutlu olsun veya olmasın bir hayli insan meselelerinin kendilerini aştığı noktada uzmanlara danışma yolunu seçim ediyor. Özellikle konutlu ya da konutluluğa hazırlanan çiftlere yapılan danışmanlık hizmetlerinde konutluluk sistemi içindeki fertler arasındaki ilişki ile çalışılıyor ve her iki gidişatta da fertlerin akıllarındaki probleme takılınmayıp; kişilerarası ilişki ve süreçleri üzerinde yoğunlaşılıyor.

Genellikle böyle bir danışmalığa, konutluluk hazırlığında olan çiftler ilişkilerinde yaşanan meseleler suratından ilişkiden korkma, evlenme kararını bir cinsli alamama ya da kararı erteleme gibi meselelerle başvuruyor.Diğer müracaat meseleleri ise şunlar; şahısların problemlerini çözmede başarsızlık yaşamaları, bazı yaşam döngüsü içinde geçişlere geçim sağlama eforluğu sürüklemeleri, çiftler arasında memnun olunmayan bir hiyerarşik yapı olması, birbiriyle alakalı katı, negatif geri bildirimlerde bulunmaları, uzun müddettir devam eden gerginlikler, duygusal kayıplar olması vs.

Birbirine aşık olan fertler yaşamlarının sadece eşleriyle coşkulu, anlamlı olacağını düşünürler. Beraber yatıp uyanarak, herşeyi birlikte yaparak, verdiği kadarını alacağını düşünerek hudutsuz ve belki de ebedi mutluluk temennisi içindedirler.

Atılan adımların benzersi diğerinden de beklenir

Bir ilişkiden pişmanlık, hiddet, hayal kırıklığı ve umutsuzluğun ötesinde şeyler istenir. İlişki içinde bunlar ortaya çıktığında fertler gücenmek, yalanlanmak, terk edilmek ve sevgisiz kalmaktan korkarlar.

Ayrıca çiftler arasında konutluluk evveli ya da evlendikten sonra yaşanan çatışmaları ise şu biçimde genellemek olası; şahısların ilişkide birbirlerine koydukları ve üstlendikleri, aldıkları pozisyonlar ve roller vardır. Bu roller yinelene yinelene ilişki içinde kalıplar oluşur. Misalin; bazen çiftlerde biri öbüründen üst konumda olmak ister. öbürü de aynı şekilde davranırsa bir efor çatışması gayreti ortaya çıkar.Bazen de çiftler arasında karşılıklı yetersizlerin bitirildiği ‘bitirici ilişkiler’ kurulur.

Misalin; kötümser-sevinçli, anne-çocuk, efendi-uşak vs. gibi hiyerarşik bir ilişkidir. Çiftlerden biri verilen ya da aldığı rolü vazgeçmek ister de değişik bunu onaylamazsa çatışma yaşanır.

Tüm bu suallere karşı ise çiftlerin dikkat etmesi gereken hususlar ise şöyle;

* Her fert kendini ve ötekisini gözlemlemelidir.
* Fertler arasında daha sarih ve tesirli bir irtibat kurulmalıdır.
* Her ilişki bir alışveriş olduğu için ilişkide sözel olmayan iletilerin tesirinin iki insan arasındaki tesiri denetlenmeli.
* Bir fert ötekisine sözel olarak çok etkileyici, üzücü, kırıcı, incitici, yalanlayıcı, onaylamayıcı bir şey söylemiyor gibi görünse de ses tonu, vurgusu, beden dili, bakışı değişik üstünde kelimelerden daha ehemmiyetli tesir yaratabilir. Her münazara sanki gerçekten mevzuyla alakalıymış gibi düşünülür. Münazara-uzlaşma, şeklinde aynı ‘film’ kezlerce en baştan yinelenir. Burada ehemmiyetli olan içeriğin dışına çıkabilmektedir.
* Bireyler kavgayı ve mevzusunu bir kenara vazgeçerek ilişkileri ve bu olanlar hakkında konuşmalıdırlar. Bir ihtilaf/problem gidişatında dahi ”karşımdaki de benimle aynı şeyi düşünmeli, o da bunları yaşadı, mevzu hakkındaki bilgimiz aynı” diye kabul ederse ve karşıdaki vaziyeti düzenlemezse, değişik buna kırılıp küsebilir. Yeniden eş şekilde ”tek doğru, tek gerçek var, oda benim bildiğim. O bunu göremiyorsa ya manasızlığın ya da beni beğenmemesinin neticeyidir” diye bir kalıp yargıyla hadise kısır döngülerle tekerrür başlayacaktır.
* İlişkide her iki taraf birbirini olduğu gibi kabul etmelidir. Hakikat ehemmiyetlisi bireyler öncelikle kendilerini ilişkilerini denetlemeliler.

İdeal ilişki nasıl olmalı?

* Sarih/aktif irtibat
* Elastik efor dağılımı
* Her ferdin kendisi olması hakkında bir seçme hürlüğü
* Yapıcı ihtarları değerlendirmek, negatifleri de rahat karşılamak.
* Kasvetler karşısında stres yaşanmasına hoşgörü göstermek, bir tek karşıdakini mesul görmemek Zaman içinde başkalaşım göstermek, geçimi gözetmek.