Kadınların sinsi hastalığı: Osteoporoz

13.04.2022
341
Kadınların sinsi hastalığı: Osteoporoz

Kadınların sinsi hastalığı osteoporozun önüne geçmek için kesinlikle her sene kumpaslı ölçümler ve taramalar yapılmalı. Özellikle kafeinin kemik düşmanı olduğunu vurgulayan, Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Sağlık Kurumu Fizik Rehabilitasyon ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Metin Karataş, osteoporoz hastalığı ile alakalı merak edilen sualleri cevapladı:

Osteoporoz nedir

Osteoporoz ülkemizde ulus arasında “kemik erimesi” olarak da adlandırılan, kemiğin yoğunluğunda eksilme, mikro yapısında bozulma ve daha kırılgan hale gelmesi ile karakterize bir iskelet hastalığıdır. Hem kadın hem de erkek cinsiyetini, özellikle 50 yaş üstü popülasyonu ilgilendiren bir sağlık problemidir.

Osteoporozun sebepleri nelerdir

Yaşayan bir doku olan kemik eforunu, temel olarak yoğunluğu tanımlar. Bunun için en temel tanımlayıcı genetiktir ancak etrafsal etkenler ve bazı ilaçlarda katkıda bulunur. Osteoporozun oluşmasındaki en ehemmiyetli sebebi kadınlarda östrojen erkeklerde ise androjen hormonlarının yetersizliğidir.

Hastalığın bulguları nelerdir

– Osteoporozun ilk belirtisi sızılı bir kırık olabilir. Omurlar, kalça femur kemiği el bileği ve kaburgalar osteoporoz varlığında kırıkların en sık izlendiği bölgelerdir.

– Hastalığın tanısının konulmasından evvel kırık tehlikesinin tanımlanması gerekir. Bunun için hastanın kemik yoğunluk ölçümü ile birlikte şahıslara ait tehlike etmenleri ve o cemiyete ait bilgiler kullanılarak hesaplamalar yapan usuller kullanılabilir.

– Osteoporoz tanısında kemik yoğunluk ölçümü için DXA Dual Enerji X-Ray Absorbsiometri usulü referans tanı usulüdür. Oluşturulmuş kılavuzlara göre 65 yaş altında olup osteoporoz için tehlike etkenlerine sahip olan menopoz sonrası kadınlarda, 65 yaş üstü tüm kadınlarda, kırığı olan tüm menopoz sonrası kadınlarda ve osteoporoz gelişimi için tehlike oluşturan öbür hastalıklardan birine sahip olan şahıslarda DXA testi yapılmalıdır.

Osteoporoz hastalığına karşı nasıl ihtiyat alınabilir

Osteoporoz belli miktarlarda önlenebilir ve rehabilitasyon edilebilir bir hastalıktır. Bu mevzudaki temel yaklaşım yaşam stiline müteveccih farklılıklar yapılması ve ilaç rehabilitasyonları olarak sınıflanabilir. Osteoporoz’a karşı alınacak ihtiyatları şu biçimde sıralayabiliriz:

Önlenebilir hastalık: Sigara ve fazla içki alımının yasaklanması, kumpaslı beden ağırlığını taşıyan egzersizler yapılması, balanslı bir perhiz ve yeterli kalsiyum ve D vitamini alınması hastalığı önleyebilir.

Egzersiz koşul: Osteoporozda egzersiz ehemmiyetlidir. Kemik dokusunun yüke maruz kalması basmakalıp yine yapılanma süreci için zorunludur. Beden ağırlığını taşıyarak yapılan kumpaslı yürüyüş, jogging, bisiklet gibi egzersizler ve kuvvetlendirme egzersizleri neticeyi kemik yoğunluğunda çoğalış kaydolunabilir.

En iyi ilaç D vitamini: Yeterli D-vitamini ve kalsiyum dayanağı osteoporozdan hem korunmak için hem de rehabilitasyonu için en ehemmiyetli unsurlardan bir tanesini oluşturur.

Hekim takibinde rehabilitasyon: Gelişmiş ya da yerleşmiş osteoporozda hem kalsiyumun kemikten uzaklaştırılmasını ve kemik tahribini önlemeye müteveccih, hem de kemik imalini artırmaya müteveccih ilaçlar kullanılabilir. Hastanın hangi ilacı kullanacağına genel muayenehane özellikleri, eşlik eden tıbbi meseleleri, yaşı ve tehlike etkenlerine göre hekim karar verecektir. Osteoporoz rehabilitasyonunda temel emel gelecekte oluşabilecek kırıkların önlenmesidir. Rehabilitasyona cevap hekim tarafından periyodik olarak takip edilmelidir.

Pekmez yiyin: Yaşamın tüm düzeylerinde yeterli kalsiyum alınması sağlıklı bir kemik yapısının yaradılışı ve korunması için zorunludur. Bu büyük oranda gıdalarla sağlanır. En iyi kalsiyum kaynağı yiyecekler süt ve süt mahsulleridir. Pekmez, yeşil sebze, kuru meyve ve baklagiller ve fındık, fıstık gibi çerezler de iyi kalsiyum kaynağı olarak sayılabilir. Gıdalarla kalsiyum alımının yeterli olmadığı gidişatlarda ilaç ya da gıda destekleri kullanılabilir.

Kalsiyum emen yiyeceklerden uzak durun: Kalsiyum alımının yanı gizeme bazı beslenme alışkanlıkları da kalsiyum emilimini ya da atılımını etkileyerek negatif neticeler yaratabilir. Fazla kafein ve tuz tüketimi, gazlı meşrubatlar bu kapsamda sayılabilir. Yüksek proteinli perhiz alışkanlığı idrarda kalsiyum atılımını artırarak olumsuz kalsiyum balansına yol açabilir.

D vitaminini önemsememe etmeyin: Vitamin-D bağırsaklardan kalsiyum emilimini ve kemiğin mineralize olmasını sağlayarak kalsiyum ve kemik metabolizmasını doğrudan tesirler. Bu sebeple bedenimizde belli seviyelerde bulunmalıdır. Yeterli vitamin D seviyeyi güneş ışınlarının tesiri ile ciltte birleşimlenerek sağlanabilir. Bunun beceriksiz olması gidişatında D vitamini kapsayan mahsuller ile desteklenmelidir.

Vitamin ambarlarınızı hakimiyet edin: Kalsiyum ve D vitaminine ek olarak kemik mineralizasyonuna doğrudan ya da dolaylı katkılarından dolayı magnezyum, K2 vitamini, B6 ve B12 vitamin seviyeleri de ehemmiyet kazanmıştır.

YAZAR BİLGİSİ