Kalbimize iyi bakmanın yolu!
şahsın ailesinde ve birinci derece bir yakınında kalp damar hastalığı öyküsü, diyabet veya hipertansiyon, çok yüksek kolesterol bedelleri varsa; hakimiyetlerin 30’lu yaşlarda yaptırılması ehemmiyetlidir. Kardiyak tehlike oranlarını gözden geçirmeli ve tehlikeyi yükselten fiziksel, perhizsel, hayat alışkanlıkları ile alakalı veya kan incelemeleri ile alakalı bozukluklar için erkenden önlem almalıdır.
Hangi şikayetler üzerine kalp hekimine gidilmeli?
Özellikle göğüs sızısı, göğüste sıkışma, tıkanma veya yanma gibi bulgular kalp damar hastalıklarının erken bulguları olabilir. Bu şikayetler göğüste sağda veya solda, kollarda, mide üzerinde, boyunda veya çeneye doğru olabilir. Bunun yanı gizeme erken yorulmak, soluk darlığı veya soluk alamama hissi, fenalık hissi, boğulur gibi olmak, çarpıntı veya ritim kumpassızlığı, baygınlık hissi ve gece uyandıran tıkanma hisleri bir kalp hastalığı bulgusu olabilir.
Yağın karın bölgesinde bir araya gelmesiyle karakterize olan yağ birikimi, koroner atardamar hastalığı tehlikeyi açısından çok daha ehemmiyetlidir. Beden kitle indeksi kilo/metre olarak belirlenen boyun karesi ile vefat arasında doğrusal bir ilişki vardır. Beden kitle indeksinin 25 kilogram/m2 altında olması bayağı kabul edilir. 25-30 kilogram/m2 arası kilo aşırılığı, 30 kilogram/m2 üzeri ise obezite kabul edilir. Çoğalmış bel/kalça oranı başka bir deyişle abdominal obezite, koroner atardamar hastalığı tehlikesini özellikle artırıyor. Erkeklerde 0.9, bayanlarda 0.8 altındaki bel kalça oranı bayağı kabul ediliyor.
Sıhhatli bir şahsın erkekte 40 ve bayanda 50 yaşından sonra kalp hakimiyetlerini kumpaslı olarak yaptırması gerekir. Bu hakimiyetler düşük tehlikeli şahıslarda her iki senede bir, yüksek tehlikeli şahıslarda ise her sene yapılmalıdır. Zira bir evvelki bilgiler artık geçmişte kalmıştır ve bu vakit zarfında metabolizma değişebilir ve bazı hastalıklar başlayabilir.