Kalbini beğen ve onu koru

06.12.2021
309
Kalbini beğen ve onu koru

Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada en önde gelen vefat nedeni olmaya devam ediyor. Öyle ki her 40 saniyede 1 birey kalp ve damar hastalıklarından kaybediliyor. Bu hastalığın gelişiminde şehir yaşantısının ehemmiyetli bir rol oynadığı belirtiliyor. Şehir yaşantısının getirdiği sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve stres kalp krizi gelişiminde temel etmenlerin başında geliyor.

Sıklıkla gözden kaçan öbür 3 etmen ise hengame lekeliliği, hava lekeliliği ve bina hastalığı. Güzle beraber trafiğin çoğalması ve kapalı civarlarda daha fazla zaman geçirilmesi sebebiyle daha da ehemmiyet kazanan bu tehlikeler, kalp sıhhatini ciddi ebatlarda tehdit edebiliyor. Peki bu hastalıklar kalpte nelere yol açabiliyor? Korunmak için neler yapmalı, nelerden sakınmalıyız?

Acıbadem Üniversitesi Atakent Sağlık Kurumu Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, kalbi tehdit eden bu 3 ehemmiyetli tehlikeyi anlattı, ehemmiyetli tekliflerde bulundu.

Risk: Hengame lekeliliği

Uzmanlar hengame lekeliliğinin kalp krizi rakamında çoğalışa yol açtığı ihtarında bulunuyor. Şehirde yaşanan hengame lekeliliğinin yüzde 80’i ise yollardan gelen trafik hengamesinden kaynaklanıyor. Buna raylı sistem ve havaalanı hengamesi de ilave edildiğinde şehir hengamesinin çoğunluğunun erişim ve trafik kaynaklı olduğunu söylemek muhtemel.

Kalp krizi tehlikesini 3 kat artırıyor

Hengame lekeliliğinin kalbe olan hasarlı tesirleri muhtelif araştırmalar ile gösterilmiş. Son olarak dünyanın en hengameli şehirlerinden biri olan Madrid şehrinde yapılan bir araştırmada; trafik hengamesinin kısa yarıyılda dahi kalbi negatif doğrultuda etkileyebileceği gösterilmiş. Ölçüm yapılan bölgelerin yarısından aşırısında hengame seviyeleri Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine üzerine tespit etilirken, bu bölgelerde kalp krizi görülme rakamlarının daha fazla olduğu tespit edilmiş. Kalp krizi gelişiminin yüzde 3’ünde trafik hengamesinin ana etmen olarak gözlemlendiği araştırmada; yaşlılarda tehlikenin daha fazla olduğu ortaya konmuş. Araştırmaya göre; hengamedeki her 1 dBA ünitelik çoğalış kalp damar hastalıklarından vefat tehlikesini yüzde 3.8 oranını çoğaldırırken, 65 yaş üstü bireylerde kalp krizi tehlikesini de 3 kat yükseltiyor. Trafik hengamesine stresin eşlik etmesi ve ani bir asap boşalması, kalp krizi tehlikesini bariz olarak çoğaldırıyor. Trafik hengamesinin kalp krizini tetiklemesindeki temel mekanizma ise bedenin uyarıcı sistemi olan sempatik sistemin harekete geçmesiyle açıklanıyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut hengamenin bu sistemi tetiklemesi sonrasında bedende adrenalin ve kortizol seviyesinin yükseldiğini ifade ederek, “Bu hormonların tesiriyle büyüyen damarlardaki büzüşme, tansiyon yükselmesi, kanın koyulaşması ve pıhtı yaradılışına meyil kalp krizi ya da felç ile sonlanabiliyor” ihtarında bulundu.

Nasıl korunmalı

Hengame lekeliliğinden korunmada en tesirli yöntem, yaşam alanını iyi seçmek olacaktır. Özellikle emeklilerin şehir hengamesinden uzaklaşıp sakin şehirlerde yaşamlarını sürdürmeleri öneriliyor. Bunun dışında oturulacak evin havaalanı, demir yolu, otoban ve ana sokaktan uzak olması bedenin maruz kalacağı hengame oranını eksiltiyor. Yaşam yerini değiştiremeyenlerin de hengame yalıtımı yapan kulaklık kullanmaları nasihat ediliyor. Yaşantımızın bırakılmazı olan cep telefonlarına bu özel kulaklıklarla bağlanmak kalbi negatif tesirlerden koruyabiliyor.

Risk: Hava lekeliliği

Büyük ve kalabalık şehirlerin trafik dışındaki en büyük meselelerinden biri de kuşkusuz hava lekeliliği. Trafikteki vasıtalar, endüstriyel fabrikalar, inşaatlar ve ısınmak için kullanılan yakıtlar hava lekeliliğin temel nedenlerinden. Havadaki karbonmonoksid, nitrojen, sülfür gibi gazların lekeliliği dışında özellikle gözle görülmeyen minik toz parçaları insan sıhhatini ciddi olarak tehdit edebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut hava lekeliliği denildiğinde uslara ilk olarak akciğer hastalığı gelse de, kalp hastalarının da ciddi anlamda tehlike altında oldukları ihtarında bulunarak şu bilgileri verdi:

“Tamamen sağlıklı bireylerde hava lekeliliğinin kalp damar hastalığıyla ilişkisi net olarak gösterilmese de; özellikle tehlike altındaki bireylerde kalp hastalığının seyrinde süratlenme olduğu kollanmış. Yapılan çalışmalarda; hava lekeliliğinin bedendeki iltihabi vakayı çoğaldırdığı, kanı koyulaştırıp pıhtıya eğilim oluşturduğu ve damarlardaki kireçlenme oranını çoğaldırarak damar hastalığı gelişime tehlikesini yükselttiği tespit edilmiş. Hava lekeliliği yalnızca damar hastalıklarını süratlendirmekle kalmayıp aynı zamanda kalp eksikliği ve ritim bozukluğu olan hastalarda çarpıntı, soluk darlığı şikayetlerinin apaçıklaşmasına ve sağlık kurumuna yatış sıklığının çoğalmasına yol açabiliyor. Yeniden özellikle yaşlılarda daha sık izlenen atriyal fibrillasyon ritim bozukluğunda, ilaçlarla ritmin hakimiyet altına alınmasını güçleştirebiliyor”

Nasıl korunmalı

Özellikle kalp hastası ve kalp hastalığı için tehlike altında olan bireylerin hava lekeliliği bulunan mekanlardan uzaklaşmaları çok ehemmiyetli. Ana sokak ya da fabrika yakınlarında oturmamak, olasıysa oksijen oranı yüksek yerlerde yaşamak, ısınmak için doğalgaz seçimi ilk tasarıda alınması gereken temkinleri oluşturuyor. Emekli bireylerin yaşamın kolay olduğu mesken yerlerini seçim etmeleri öneriliyor. Ayrıca hava lekeliliği oranı yüksek yerlerde spor yapmaktan da sakınmak gerekiyor.

Risk: Bina hastalığı

Şehir yaşamında sıkça görülen “bina hastalığı” beden sağlını ciddi olarak tehdit edebiliyor. İlk olarak büro çalışanları tehlike altında olsalar da, zamanlarının büyük kısmını konutta geçiren bireylerde de sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Hastalığın temelinde yaşam alanındaki makûs hava niteliği, tozlar, rutubet ve binanın imali ile boyasında kullanılan kimyeviler uyuyor. Genel bitkinlik hali, halsizlik, baş ağrısı, gözlerde yaşarma, boğazda ağrı, öksürük, bulantı, soluk darlığı ve çarpıntı en sık görülen bulgularını oluşturuyor. Bu şikayetler genelde seyahat ya da tatil sebebiyle yapılan yer farklılıklarında kayboluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, bina hastalığında kollanan şikayetlerin çoğunluğu soğuk algınlığı, alerjik tepkinler gibi idrak edilebildiğini ve bunun da hastalığa tanı konulmasını güçleştirdiğini belirterek, “Özellikle konutta istirahat halindeyken büyüyen bitkinlik, soluk darlığı, çarpıntı hücumları ve nabız yüksekliğini açıklayacak ciddi bir hastalık yoksa, bina hastalığı akla gelmeli” dedi.

Nasıl korunmalı

Bu hastalıkla baş etkenin yolu daha sağlıklı bir yaşam alanında oturmak ya da çalışmaktan geçiyor. Konutların iyi havalanması, zorunlu duvar izolasyonların yapılması, konut tozlarının arınılması, antiseptik boyaların kullanılması yakınmaları eksiltiyor.

YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri