Karanlığa ışık yakalayan kadın Müge Anlı üzerine harika bir yazı!

07.10.2021
603
Karanlığa ışık yakalayan kadın Müge Anlı üzerine harika bir yazı!
Tatlı Sert isimli programıyla sanki çağdaş zamanların süper kahramanı olan Müge Anlı ve programı üzerine ekşisözlük sitesinde İsolde nickli bir yazarın kaleme aldığı mükemmel yazıyı elmaelma.com okuyucularıyla paylaşmak istedik…
Şimdi Müge Anlı’nın stüdyo koltuğunda oturan milletten, başka bir deyişle reellerden kaçabilmek için 5 kısım Masha ve Ayı izleyeceğim, keşke benim yerime Irmak izleseydi.”

39352_22.jpg
”Müge Anlı’yla her fikrim anlaşmıyor; her yaptığını, her lafını onaylamıyorum. Mesela “Eşimden hoşlanmıyorum” diyen kadına, cemiyetimizin en yaygın problemlerinden olan konutluluk içi tecavüzü göz arkasını ederek “Hoşlanmadan 4 çocuk yapmışsın, bir de hoşlansan ohoo…” gibi bir söz etmesini, arada yaptığı bu stil gafları onaylamıyorum; lakin, özellikle sosyologların ve sosyolojiyle alakalı dolaysız ya da disiplinler arası çalışan herkesin bu programı izlemesini öneri ediyorum.”

39352_1.jpg
”Halk bütün olarak Müge Anlı’nın stüdyosunda, Rahmi Bey’in yanında oturuyor.”

”Konutta olduğum sabahlar tahammül edebildiğim son hududa kadar Müge Anlı’yı izlemeye çalışıyorum, bugüne dek neler görmedim ki:
Kimin kimin karısıyla/kocasıyla münasebeti olduğunu stüdyodaki üç yüksek eğitimli bireyin çözemediği köyler,
Eniştesiyle kaçan kızlar, geliniyle ilişki yaşayan kayınpederler, bacanağıyla yaşadığı ilişkiyi bildi diye kayınpederini öldürüp baraja atan tülbentli basma etekli kadınlar,
Para karşılığı beraber olduğu kadının oğlunu buna tanık oldu diye öldürüp tarlaya atan adam ve oğlunun cesedinin yerini bildiği halde stüdyoya gelip ağlayan, gözüne kalem sürükleyen anne,
Anneannesine tecavüz edip cesedini ormana atan torun ve bu torunu mapusa attırdılar diye kardeşlerine beddualar eden annesi,

39352_2.jpg
Ağabeyinin üst komşusunu ve 2 ufak çocuğunu uyuşturucu parası için öldüren tipler,
En yakın dostunu alkol masasında öldürüp hiçbir şey olmamış gibi cenazesine giden adamlar,
Karısını öldürüp apartman boşluğuna atan imam,
Çocuğunu çocuğu olmayan kardeşine satıp sonra 20 bin tl borç vermedi diye geri isteyenler,

“Portakaldan muska çıkarıyorum” diyene akraba konutluluğundan dolayı sakat doğan çocuğunun operasyon parasını sorgusuz sorusuz verenler,
Seneler evvel kaybolan çocuğu Müge Anlı’ya ailesini aramaya çıkınca gelip çocuğun ağzını burnunu hayvan pazarından davar alır gibi hakimiyet eden baba,
Aydın’da yaşayıp oğullarına Ağrı’dan başlık parasıyla kız alma taahhüdüyle 50 bin lira dolandırılan aileler,

39352_3.jpg
Emekçi olarak gittiği ülkede hamile vazgeçtiği yabancı kadınları bir daha asla arayıp sormayan herifler, onların Türkiye’deki akrabalarını bulmaya gelen yarı Alman/Hollandalı/Fransız çocuklarının Kayseri’den gelen ve kemerine telefon kılıfı takılı ağabeyleriyle, hepsi türbanlı ablalarıyla kavuşma anları,

Daha neler neler…”

39352_4.jpg
”Şuraya yazdıklarım bu programda işlenenlerin 100’de 5’i değildir inanın.”

”Bir Çam ailesi var mesela, onları dünyanın en iyi 3 üniversitesinden seçilen bir takım tahlilli. Amerika’da olsa filmleri, dokümansalları, American Horror Story Çam Family diye dizi sezonları çekilir haklarında. Eşi eşi çok az olan, travmatik, mide bulandırıcı, hastalıklı bir sapık aile vakası.

39352_5.jpg
Büyük şehrin gece yaşamının en hareketli olduğu alanında bu hadiseyi büyük ekranlardan izletsen o sırada bu programa mevzu olan tiplerin içiyorlar, flört ediyorlar, eğleniyorlar diye “ahlagsızlarr allahsızlarr” diyeceği insanlar şok geçirerek konutlarına dönerler.”

”İşim gereği kent mekanı, cemiyet, kentleşme gibi içinden çıkılmaz mevzuların içindeyim. Dürüstlükle söylüyorum ki çoğunuzun İstanbul’dan kaçıp gitmek istediği ufak yerlerin %95’inden nefret ederim. Talebeyken teknik geziye diye bulunmaktan dahi hiç beğenmezdim. Zira -bu dediğimin üzerine düşünün- en kalabalık metropolün en kalabalık noktasında, ufak yerde olduğunuzdan daha fazla güvendesiniz farkında olmasanız da.

39352_6.jpg
Georg Simmel’a göre cemiyet, etkileşimle birbirine bağlı fertlerdir; fert rakamı bu etkileşimin olumsuzluğunu, pozitifliğini ve tabakalarını tanımlar. Bugün Himmet Aktürk hadisesini düşünürken Simmel’ı usuma getirdim sık sık, semtlinin “Aramızda para toplayıp Müge Anlı’ya dava açacağız” demeye varan hiddetli tepkisini, insanları hizada yakalayan şeyin içten mi geldiğini yoksa blase kavramı mı olduğunu…

39352_7.jpg
Simmel dedikten sonra kendi fikrimi onunkinin ardından söylemem bana da abes gelse de uzunca bir zamandır kentleşmenin beşeri insana çeviren şey olduğunu düşünüyorum, burada da “Her beşer insan değildir” diyen Ali Şeriati’ye yeniden saygı dinliyorum.”

Yazacaklarım için neden böyle dolambaçlı bir yol izledim? Zira herkes “inanamıyorum/nasıl olur/nasıl yapar/nasıl söyler” demeden azıcık düşünsün istiyorum.

39352_8.jpg
”İnanın dostlar, mahalle sınan ufacık üniteden niceliği dünyadan daha büyük makûsluklar çıkabileceğine, bir adamın 3,5 yaşındaki bir çocuğa cinsel atakta bulunup sonra öldürebileceğine, yarım uslu ve gariban görünenlerin gayet tasarılı programlı katiller olabileceğine, bir mahalle dolusu insanın bu şahsı gözetmek için sıraya dizilebileceğine, Müge Anlı gibi tampon müesseselerin hakikat müesseselerden daha işlevsel olabileceğine, uğraşısızlık ve cahilin kimyevi silahtan dahi daha çok can alabileceğine inanın.

Bu dünyada ayakta kalmak hiç kolay değil, lütfen naifliğinizi tamamen vazgeçmeseniz de bir gömlek gibi katlayıp kenara koyun, her gün değil ara gizeme üstünüze geçirin.”

39352_9.jpg
”Tekrar ufak yere ve paylaşılmış, hasır altı edilmiş makûsluklara dönüyorum.”

”Belirttiğim gibi ben ne kasabaları, ne de köyleri belirli başlı lokasyonlarda, hatta belirli başlı topluluklara ait olmadıkları vakitçe hiç hoşlanmam. Zira kasaba dediğimiz yer, şehirle köyün arasında bir yerlerde, ekonomisinin çoğu manevi, işi az, kadın istihdamı yerlerde, özellikle bizimki gibi mazoşist tutucu, başka bir deyişle kendi yaratmadığı bir kültürü devşirerek acı veren bir tutuculuk içinde kalmış cemiyetlerde hasetliğin, rivayetin, fitneciliğin gırla gittiği, çok fazla boş zamandan kalan enerjinin bir Alman kasabası gibi hobilerle sporla atılamadığı için sapıklığa dönüştüğü, cinsel gerilimin akşamları yakılan sobalardan çıkan is kokusu gibi havada öylece durduğu bir gayya kuyusudur.

39352_10.jpg
Onları daha da çıldırtan, tutuculuk maskesi altında büyük şehirde işle eforla trafikle uğraşan insanların usunun ucundan geçmeyecek aksiyonları göze alabilirler. Senin “Ah benim saf masum gözlemeci teyzem” diye duygusal dokümansalcı gibi naif hisler beslediğin teyze, kocası namazdayken dükkanda duran akraba çocuğuyla iş pişirebilir.

39352_11.jpg
Öğlen kahvede reyin oynayan torun torba sahibi amca, gece makatına hıyar soktuğu için çocukları tarafından apar topar ilçeden uzak bir sağlık kurumuna götürülebilir.

Hiçbir parasal teminatı olmayan, tek umudu bir markette minimum fiyatla iş bulması için dualar ettiği oğlu olan bir kadın, oğlunun kızını taciz etmesine hatta tecavüze kadar gitmesine kaya gibi bir sükunetle göz yumabilir, zira ileride yatalak olunca el evine giden kızı değil oğlunun getirdiği gelin bakacaktır ona.

39352_12.jpg
Hain bir kabahatli, pek çok kasabalı tarafından korunabilir, zira belki o da başkalarının hain suçlarını öğreniyordur, mesela iki konut ötedeki kadının üç konut berideki adamla kırıştırdığını, yan konuttaki herifin karısına her akşam hırpalayarak tecavüz ettiğini, kahvedeki Ali’nin semtteki ufak çocuklara muhtelif el şakaları yaptığını, o derme çatma konutlardaki kendi yağlarında kavrulan insanlar manzarasının reelinde bir cılk yara olduğunu.”

39352_13.jpg
”Bakışlarında dahi bir fütursuzluk vardır bu insanların.”

”Dejenere şehirlilerin 3 saniyeden fazla göz göze gelmekten sıkıntılılık dinleyecekleri yabancı kadınlara uzun uzun, hiçbir mimikleri kıpırdamaksızın, ağızları yarı sarih bakabilirler, bundan rahatsızlık dinlemezler. Büyük şehrin sosyal kaidelerinin ehlileştiriciliğinden uzak oldukları için çekinceleri pek yoktur. Her an “cıs” olabileceklerini düşünmediklerinden tutumlarının neticesini pek düşünmezler. Entry’nin Manas Destanı’na evrilmemesi için söylemek istediklerimin kalanını söylemek ismine lafı Şükrü Erbaş’a vazgeçiyorum, lütfen şiirin adına takılmadan okuyun:

39352_14.jpg
bkz: köylüleri niye öldürmeliyiz/#1266723

Bu kısma yalnızca şunu eklemek istiyorum, bazen insanlar kendi maruz kaldıkları pislikler ortaya çıkmasın diye pisliği yapanı korunabilirler; zira tacize uğramak taciz etmekten, tecavüze uğramak tecavüz etmekten, dayak yemek başka bir deyişle dayağı hak etmek dayak atmaktan daha makûs görünür, nezaketi içinden üretmeyip dev bir hap gibi dışarıdan alıp yutmaya çalışırken boğazına takılan cemiyetlerde. Bir defa tacize uğrayan birey korunup gözleneceği yerde kamusal bir tecavüz nesnesine dönüşebilir.

bkz: tecavüze uğrayan kıza eniştenin de tecavüz etmesi Himmet’i vefatına korunan semtliye bir de bu gözle bakmanızı öneri ederim.”

39352_15.jpg
”Himmet Aktürk’ün itirafını sabah konuttan çıkmadan izledim.”

‘Buraya kadar okuyanların hipotez edeceği üzere bu vaka beni sizi ettiği kadar şok etmese de tüm günümün içine sıçtı, 2 ayrı müessesedeki işlerime de dikkatimi veremedim, arkamdan kadın salak galiba demişlerdir. Sabahtan beri bir sütlü kahve bir muzla duruyorum, içim yeme içme almadı, ama Himmet isimli sapık, Irmak’a tecavüz edip öldürdükten, cesedini bir çöp konteynırının içine vazgeçtikten sonra bakkala uğrayıp sucuk alıp pişirmiş ve yemiş. Sanıyorum yazdıklarım azıcık daha anlamlanmıştır.

39352_16.jpg
Geri dönüp çöpe vazgeçtiği çuvalı aldıktan sonra 3 kilometre ötedeki bir bağa gömmüş. Son derece serinkanlı ve tasarılı. İtirafının son düzeyinde dahi kendini değil, hala parasını alıp onunla beraber olmayan kadınları, reelinde onunla beraber olmayan tüm kadınları yargılamasından cemiyetteki uç erilliği ve kabahatini kabullenmediği için şayet dışarı çıkarsa aynı kabahati bir daha işleyeceğini net olarak göreöğrenirsiniz.

Yeri gelmişken, bu “Kadınlar şöyle şöyle, o surattan blablabla” diye kendi hakaretlerini, kendisinin ya da başka bir erkeğin yaptığı tacizi, kaba tavırlarını aklamaya çalışmak size de hep okuduğunuz bir yerden, mesela bir web sitesinden tanıdık geliyor mu?”

39352_17.jpg
”Irmak’a çok üzüldüm, yaşamının ayrıntılarına bakınca yeisim çileye döndü.”

”28 yaşındaki fazla naçar ve babasından dayak yiyen annesi, dedesi yaşındaki babası, babasının stüdyoya kazançken bu kış günü çorap üstü sandalet giymesi, muhtacın yoksula ettiğini kimsenin edemeyeceğini kanıtlarcasına gariban aileye yüklenen semtli, yazları Irmak’ın ayağında çıkan ve yürümesine mani olan yaralar, doğru dürüst bir resminin dahi olmaması, olanlardan da önemsememesinin, garibanlığının bir çift göz olup sanki dolaysız bize bakması, o sapık tarafından kaçırılırken son lafının “anne” olması… Çileli kısacık ömrünün usumuzun alamayacağı acılar içinde son bulması, az evvel bağda bulunan kundurası… Gitmiyor gözümün önünden.”

39352_18.jpg
”Entry’yi 20 mevzuya değinen Mahsun Kırmızıgül filmine çevirmek istemiyorum ama şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim.”

”Suriyeli muhacirler durmadan ürüyor, insanlar bunu tenkit etince başka insanlar “ama savaştan sonra var olma psikolojisi”, “sana mı soracaklar” gibi argümanlarla tenkit etenlere kızıyor, insanlar birbiriyle ağız dalaşına girerken her gün 3 yaşını belki de doldurmayan Suriyeli nice bebek caddeye düşüyor, bir metrobüsten diğerini sıçrıyor. Bu çocuklarla alakalı ilk evhamım ne ileride birer kabahat makinasına dönecekleri, ne de toplu taşımada verdikleri rahatsızlık. İlk evhamım caddelerde her gün uğradıkları saklı tacizler. Mendil, ıvır zıvır satmaya çalışırken kimler bu çocukların nerelerine elliyor, kuytularda tesadüfünce nelere maruz kalıyorlar düşünmek dahi istemiyorum ama ben düşünmeyince makûsluk yok olmuyor.”

39352_19.jpg
”İzleyin dostlar; sosyoloji çalışanlar, ufak yer ve kasabalı algısı ramazan temalı reklamlarda gördüğü bir avluda hazır çorba kaşıklayan 5 aileden ibaret olan beyaz yakalılar, gerçekten öneri ediyorum.”

39352_20.jpg
”Müge ablayı da baya takdir ediyorum bu arada, işine emek veriyor, şahsi gösterisine çevirmiyor, kendini geliştirmeye çalışıyor. 3 gün evvel kaçırılan başka bir kız çocuğu Hatice Kübra, bugün Müge Anlı’nın Himmet’i nasıl öttürdüğünü gösteren yayından sonra jet süratiyle ailesinin kapısına geri vazgeçilmiş, bu gerçekten zaferdir. Akşam haberlerde gördüm, semtli davul zurna getirmiş, Hatice Kübra bulunduğu için göbek atıyorlar, yarın bir gün o oynayanlardan birinin eş bir kabahate karışma potansiyelini ben öğreniyorum, bence Müge Anlı da öğreniyor.

39352_21.jpg
YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri