Kırık kalplerin fobisi: Filofobi

Aşk insanlık tarihi kadar daha önceki, insanı kökten değiştirecek kadar tesirli, hayatı yaşanmaz kıldığı gibi şahsı bulutlar üzerine çıkaracak kadar güçlü bir duygudur. Bir Hayli insan bu duyguyla tanışacak kadar uğurlu ve aynı zamanda tanıştığı için de uğursuz olabilir. Ancak madalyonun bir değişik suratında ise aşık olmaktan çok ama çok korkan bireyler vardır.

Filofobi nedir

Bir çeşit korku olan filofobi, aşık olma fobisine verilen isimdir. Uzmanlara göre filofobiye bütün olarak neyin neden olduğu öğrenilmemekle beraber şahsın yaşadığı negatif duygusal bir tecrübenin ardından ortaya çıktığı düşünülmektedir. Filofobisi olan bir şahıs, karşı cinsiyetten bir şahsın varlığında endişe krizi eşi bir şey yaşar. Bu devam ederse şahsın fobisi, duygusal iletişimi olan bireylerden uzaklaşmasına neden olabilir. En ehemmiyetlisi de bu vaziyet rehabilitasyon edilmediği sürece şahsın ailesinden, dostlarından kaçmasına, sosyal etrafı ile bağlantısının yok olmasına neden olabilir.

Filofobinin başlamasına neden olan bir hayli faktör tesirli olmakla beraber en büyük etmen acılı bir ayrılıktır. Misalin yeni bir insanla tanıştınız. Birlikte hoş vakit geçirmeye başladığınızda bir hayli ortak güzergahınız olduğunu fark ettiniz. Zaman ilerledikçe o bireye bağlandığınız ve aşık oldunuz. Ne yazık ki, her aşk mutlu sonla bitmiyor ve siz her şeyin yolunda gittiğini sanırken kandırıldınız. Kırılan kalbinizi onarmak zaman aldı. Uzun bir müddet sonra yine birini beğenmeye başladınız. Bir müddet sonra tüm cesaretinizi toplayıp içinizde ona karşı beslediğiniz tüm duyguları söylediniz ancak yalanlandınız. Üst üste yaşanan hayal kırıklıkları ve yalanlanmışlık hissi insanların vicdanını katılaştırabiliyor. Tekerrür tekerrür yara almamak için artık kimseye derin bir sevgi ile bağlanmama kararı aldınız. Bu noktada sizde büyüyen duygular filofobi olabilir.

Makûs deneyimler filofobiyi tetikleyebilir

Filofobinin en makûs tarafı, daha önceki kalp kırıklıklarının anısını yaşatmasıdır. Şöyle ki, filofobik bireyler geçmişte yaşadıkları makûs tecrübelerin tesiriyle yeni biriyle tanıştığında şayet o bireyden beğenirse tekerrür acı sürükleyeceğini düşünerek endişelenir ve fobiye kapılırlar. Çoğu zaman bu duyguların yersiz ve anlamsız olduğunu öğrenseler bile bu duyguları kafalarından uzaklaştıramazlar. Birini yine beğenebilme olasılıkları olduğunu kavradıklarında naçarlık, telaş, sıkıntılılık gibi duygularla savaşmak zorunda kalırlar. Bu vaziyetin en büyük nedeni ise geçmişte yaşanan makûs tecrübelerdir. Filofobik bireyler bir ilişkiye başlarlarsa sonunun hep hüsranla biteceğine inanırlar. Bu bireyler için kaçmak reelinde bir korunma kalkanı gibidir. Kaçarak acı sürükleme duygusundan kendilerine gözetirler. Ruhunda zarara yol açan filofobi şahsı fiziksel olarak da tesirler. Filofobik bireyler sevdiği şahısla karşılaştıklarında bir an evvel o civarı terk etmek isterler. Kalp daha süratli atmaya başlar, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, bayılma hissi, fazla endişe gibi bulgular gözlemlenebilir.

Ufak yaşlardaki çocukları eğitirken ebeveynlerin çocuğa istediğini yaptırmak için “söylediklerimi yapmazsan seni hiç kimse hoşlanmaz ” “baban ve ben seni terk ederiz” gibi ifadeler kullanarak çocuğu korkutmaya çalışması çocuğun ileri ki yaşlarda yaşadığı bir aşk acısının ardından filofobinin ortaya çıkmasına neden olabiliyor.

Yaşanan ilişki sıhhatli olmaz

Bu korku mevzubahisi olduğunda genellikle insanların usuna bağlanmaktan korkan bireyler kazanç. Ancak bazı vaziyetlerde bireyler bir biçimde bağ kurup ilişkiye başlayabilir ancak yaşanılan vaziyet çok toksik bir ilişkiye işaret eder. Bu bireyler genellikle soğuk, erişilemez ve hakimiyet etme gereksinimi paydan bireylerdir. Tam bunlar tutumlarının altında bir fobi ve güvensizlik hissi uyuduğuna sarihçe işaret eder. Güvensizlik hissi suratından duygusal bağlarına büyük hasarlar verir. Bağlanma ve korunmasız olma fobisi suratından inişli çıkışlı kasırgalı ilişkileri olur.

Filofobi nasıl rehabilitasyon edilir

Şahsın mutsuzlaştıran, hayattan zevk almasını yasaklayan aşık olma fobisi rehabilitasyonu olan bir hastalıktır. Korku rehabilitasyonlarının esasını yüzleşmeler oluşturur. Hasta kendi duygularından korktuğu için “imajinasyon” denilen “hayal etme” egzersiziyle hasta aşık olmaya maruz vazgeçiliyor. Filofobik şahıs kademeli olarak bu fobi ile yüzleştiriliyor. Yüzleşmenin ardından şahsın aşka dair kafasında yer edinmiş olan olumsuz düşüncelerin yerine pozitif düşünce kalıpları yerleştiriliyor. Böylece geçmişte yaşanan acı deneyimin vermiş olduğu fobi ve evhamlar geride kalıyor. Geçmişte yaşananlar yalnızca bir hayat deneyimi olarak kalıyor.