Ramazan’da sıhhat meselelerine tesirli çözümler!

– Kesinlikle sahura kalkın.


- İftarda midenizi çok doldurup tüm gün yemeniz gerekenleri tek bir öğünde harcamayın.


- Bol su için.


– Sütlü tatlılar seçim edin.


- Bolca meyve ve sebze harcayın.


- Haftada iki defa sütlü tatlı harcayıp öbür günlerde meyve veya kuru meyveyi tatlı olarak kullanın.


- İftardan 1-2 saat sonra hafif yürüyüş veya azıcık egzersiz yapın.


- Yemeklerin suyunu harcamamaya çalışın bu biçimde daha az yağ almış olursunuz.


- Yavaş yiyin ve kesinlikle iyice çiğneyin.

Özellikle uzun yaz günlerine denk gelmesi sebebiyle Ramazan’da balanslı beslenmek çok daha ehemmiyetli. ARKASI Tıp Merkezi Beslenme Ve Perhiz Uzmanı Simge Çıtak Ramazan’da beslenme ile alakalı en ehemmiyetli sualleri cevapladı!

Oruç sırasında gün süresince kan şekeri ve tansiyon düşüyor. Ayrıca beden ısısı eksiliyor, üşüme, halsizlik, baş sızısı yaşanabiliyor. Bu sebeple kesinlikle sahura kalkılmalıdır.

Su tüketimine dikkat edilmezse beden su oranı eksilerek, su-tuz balansı bozulduğu için işte faydasızlık, bunalım, konsantrasyon eforluğu, uyuklama, mide sızısı, hazımsızlık, tansiyon düşmesi gibi bir hayli sıhhat problemi yaşanabilir. İftarda azar azar su içmeye başlayarak sahura kadar kesinlikle günlük su gereksinimimizi tüketmeliyiz.

Uzun süren açlık sebebiyle metabolizmanın yavaşlaması ve noksan akışkan alımı bazı şahıslarda kabızlık meseleyi ortaya çıkarabilir. Bunu önlemek için bol posalı beslenmek gerekir.

İftarda sebze ve salata tüketimine yer vermek, iftardan sonra tatlı yerine mevsim meyvelerini seçim etmek çözüm olabilir. Hatta kayısı veya erik kompostosu harcayarak hem akışkan alımı hem de posa alımı dengelenebilir. Özellikle hareketsiz bireylerin iftardan sonra yapacağı kısa yürüyüşler hem kabızlığa hem de sindirim meselelerine iyi kazanç. Özellikle uyku evveli kafeinli meşrubatlar harcanmamalıdır.

Ramazan ayı süresince balanssız ve sıhhatsiz beslenen şahıslarda başta mide – bağırsak hastalıkları olmak üzere bir hayli hastalık oluşma tehlikeyi de çoğalıyor. Yemekleri ufak lokmalar halinde, iyi çiğneyerek ve yavaş yemenin henüz hazır olmayan sindirim sistemi için dayanağı büyüktür.

İftarda evvel çorbayla başlayıp yarım saat ara verdikten sonra ana yemeğe başlamalıyız. Ayrıca yağlı ve ağır yiyecekler harcanıp ardından uyunduğunda ciddi reflü ve mide rahatsızlıkları görülebilmektedir. Sahurda yağlı ve ağır yiyecekler yerine daha hafif, yağ oranı düşük, günlük alınması gereken protein gereksiniminin karşılanması bakımından protein içeriği yüksek, kan şekerini süratle yükseltmeyen kompleks şekerlerden oluşan bir öğün olmalıdır.

-Sahura kalkmamak

-Sahurda fazla ölçüde yağlı yiyecekler harcamak

-İftarda çok ölçüde, acele ve çok çeşitte yemek yemek

-Kan şekerini süratle yükselten besinleri ağırlıklı almak

-Yeteri kadar akışkan tüketmemek.

Sahura kesinlikle kalkılmalıdır. Ancak sahurda hafif kahvaltılıklar harcamakta mide açısından fayda var. Sahurda harcanan yiyeceklerin ölçüyü ve çeşidi çok önemlidir. Sahurda yağlı ve ağır yiyecekler harcandığında metabolizma sürati yavaş olduğundan bedene alınan yiyeceklerin yağa mutasyonu daha fazla olacaktır.

Süt, peynir, zeytin, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık, biber, reçel gibi kahvaltılık yiyecekler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi yiyeceklerden oluşan hafif bir öğün harcamak en doğrusudur. Unutulmamalıdır ki tüm gün su içilemeyeceğinden dolayı sahurda bol akışkan alınmalıdır. Sahur yemeğinizi yedikten en az yarım ya da bir saat sonra yatmaya gitmenizi öneririm.

İftarda fazla ölçüde yemek yemek boş olan mideye yüklenilmesine neden olacaktır. Bu vaziyette sindirim güçleşecek, midede ağırlık, ekşime, yanma, bulantı oluşacak, bağırsaklarda kabızlık, kabarıklık gibi sıhhat problemleri yaşanacaktır.

Bu sebeple ilk oruç açıldığında hurma, peynir, domates, zeytin, kepek ekmeği gibi kahvaltılıklar veya çorba, etli sebze yemeği gibi hafif yemeklerle iftara başlanmalı, sindirime zaman tanıyarak 15-20 dakika sonra az yağlı ya da ızgara et yemeği, kuru baklagil, sebze yemeği, salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilmelidir.

Özellikle hamile ve emziren bayanların, şeker, tansiyon, hipoglisemi, kalp, karaciğer ve böbrek hastalığı/yetmezliği olan fertlerin, kesintisiz ilaç kullananların, tehlikeli ve yüksek dikkat gerektiren işlerde çalışanların, sihrime ve büyüme çağındaki çocukların, kesintisiz seyahat halinde olanların, ruh sıhhati bozuk olanların oruç yakalamaması gerekir.