Şeker hastalığı ve kalp operasyonu
Kalp operasyonları günümüzde daha öncekine oranla daha tehlikesiz bir biçimde hakikatleştirilmektedir. Bu gidişatın en ehemmiyetli sebebi ise teknolojinin her geçen gün daha da büyümesi ve teknolojik imkânlarının hasta güvenliği ismine daha çok kullanılabilmesidir. Ancak hasta güvenliği açısından alana gelen tüm büyümelere karşın kalp operasyonu hala bazı şahıslar için özel tehlikeler kapsamaktadır. Bu tehlikeler, her hasta için değişiklik gösterse de temel olarak operasyon sonrası sağ kalım ve yaşam niteliğini büyük miktarda etkilerler.
Şeker hastalığı, öbür ismi ile “Diyabetes Mellitus” kalp hastalarını yalnızca operasyon sonrasında değil, evvelinde de ciddi biçimde tesirler. Bunun yanında şeker hastası olan fertlerin pek çoğu bu hastalığı yaşadıklarının farkında dahi değildir. Yeniden bu hastalığın en ehemmiyetli sebepleri arasında genetik, kiloluluk ve yaş etkenleri yer almaktadır. Ayrıca şeker hastası olan fertlerin %70’inde kalp hastalıkları da görülmektedir.
Şeker hastalarına uygulanan kalp operasyonunun tehlikeleri nelerdir
Şeker hastalığı teşhisi konulan pek çok şahısta aterosklerotik kalp hastalığı ve buna bağlı suskun bir biçimde miyokard infarktüsü başka bir deyişle kalp krizi izleyebilmektedir. Bir başka deyişle bu hastalar kalp krizi geçirdiklerini bile fark etmemektedir. Bunun en ehemmiyetli sebebi ise şekerin asap uçlarında zarar alana getirmesi ve kriz sızısının sezilmemesidir.
Stent tıkanması
Şeker hastalığı, kalp damarlarını doğrudan etkileyen bir rahatsızlıktır. Bu sebeple şeker hastalığına bağlı olarak damar hastalıkları alana gelebilmektedir. Şeker hastalarına böyle vaziyetlerde koroner stentler uygulanabilir. Ancak bunun sonrasında yüksek oranda koroner stent tıkanması görülmektedir.
Böbrek yetmezliği
Şeker hastalığı böbrekleri de negatif etkilemektedir. Zira böbrekte damarsal yapılar oldukça fazladır. Hakimiyetsiz ve uzun süreli şeker hastalarına yapılan kalp operasyonu, böbrek yetmezliği tehlikesini ciddi oranda çoğaldırmaktadır.
Enfeksiyon tehlikeyi
Şeker hastalığı, yaraların iyileşme sürecini negatif doğrultuda tesirler. Özellikle uzun süren cerrahi teşebbüslerden sonra operasyon yarasının enfeksiyonu, şekerin hakimiyet edilememesi sebebiyle ehemmiyetli bir tehlikedir. Şeker hastalarının %60’ında enfeksiyon tehlikeyi bulunmaktadır. Bu sebeple operasyon evveli süreçte kan şekerinin hakimiyet altına alınması gerekir. Şayet kan şekeri hakimiyet altına alınabilirse, operasyon sonrası yara enfeksiyonun oluşma olasılığı o kadar azdır.
Doc. Dr. Halit Yerebakan
özel içeriğidir.