Sevdiğimizi nasıl muhakkak ediyoruz

01.11.2021
516
Sevdiğimizi nasıl muhakkak ediyoruz

Erkekler de kadınlar da yalanlanmaktan nefret eder, hele de karşınızdaki hoşlandığınız biriyse. Kadın için gidişat çok daha güçtür. Mesela birini beğeniyorsunuz ve o asla beraber olmamanız gereken birisi. Ya konutlu, ya idareyiciniz ya da sevseniz dahi şahsiyetlerinizin asla uymayacağını ve bu ilişkinin yürümeyeceğini çok iyi öğreniyorsunuz. Belki de siz konutlusunuz ve konutluluğunuzu afaki biri için güçe sokmak hedefinde değilsiniz. İlişki yaşamayı istemeseniz de o sizin ona karşı bir şeyler hissettiğinizi kavrıyor. Sizi görmezden geliyor ya da hafif bir alaycılıkla yanaşıyor size. İşte yerin dibine girdiğiniz an. Ona muhakkak edecek hiçbir şey yapmadığınızı düşünseniz dahi hakikatinde saklıdan saklıya ona ileti yolluyorsunuz. Nasıl mı?

Ona bir şey vermeye çalışmayın

Hakikatinde kolay. Kadınlar sevdikleri erkeklerle karşılaştıkları zaman duruşları, oturuşları değişir. Mesela sık sık saçlarını düzenleme gereği dinlerler. Göz bebekleri gelişir, devamlı tebessümüp sevdikleri erkeğe bir şeyler vermeye çalışırlar, gereksinimleri olmasa dahi… Mesela ‘kahve getirmemi ister misiniz?‘ gibi. ‘Ama ben servisteki herkese soruyorum bu suali…‘ demeyin işte. Muhakkak ki hakikatinde ona sormak istiyorsunuz, öbürleri mazeret. Çirkin ve itici bulduğunuz birisi olsaydı bu suali sorar mıydınız? Öyleyse sormayın.

Onu gözünüzde geliştirmeyin

Bazı kadınlar ilişkilerini saklamak isterken sıradanda olduğundan daha aksi, daha ters olabiliyor. Bir şey söylediğinde onu terslemek, görmezden gelmeye çalışmak ilginç kaçabilir. Belki de onu kaçırmak için elinizden geldiği kadar başka erkeklerden bahsediyor, bir ilişkiniz olduğunu vurguluyor ve ona afaki ayrıntılar veriyorsunuz. Bu kadar diken üstünde olmayın. Onu gözünüzde geliştirmeyin. Onu geliştirdikçe tutumlarınız anormalleşir. Kendinizi gevşetin ve klasik davranmaya çalışın. Sıradan biri o. Bir zaman sonra onu gerçekten olduğu gibi idrak etmeye başladığınızda ondan nasıl sevdiğinize kendiniz dahi donakalacaksınız.

Karşısına çıkmayın

Ne kadar düşünmemeye çalışırsanız çalışın, onun ne yaptığını merak ediyorsunuz değil mi? Kendinize mazeret buluyor ve bir biçimde karşısına çıkıyorsunuz. Dostlarınızla konuşurken ehemmiyetsiz bir şeymiş gibi onun da ismi geçiyor, kiminle ne yaptığını dolaylı yoldan da olsa bilmeye çalışıyorsunuz. Hiç muhakkak etmiyorsunuz, hiç ! Böyle bir gidişatta size alaycı yanaşması manidar değil mi? Devamlı önünden geçmenin, gerekçelerle onu görmenin ne yararı var? Beğenebileceğiniz başka erkekleri radarlarınıza alın, dışarı çıkın, değişik civarlara girin. Göreceksiniz dünya ondan ibaret dokunulmuş. Karşınıza sizinle ilgilenen başka bir erkek çıktığında ve ona bir şans tanıdığınızda her şey değişebilir. Konutluysanız kocanızla orijinal programlar yapın. İşe yarayacak.

Zaman ayırmak

O sizi aradığında hemen ajandanızı boşaltıyor ve en ehemmiyetli işlerinizi erteliyor musunuz? Beğenen kadın aynen böyle yapar işte. Oysa yetiştirmeniz gereken işler var. Yeniden beğenmediğiniz biri olsa yaşamda ertelemeyeceğiniz dişçi buluşmasını, konut pakliğini, kardeşinizle buluşmayı, en beğendiğiniz diziyi kaçırmayı göze alıyorsunuz. Unutun. Başka öncelikleriniz var sizin.

Siz sussanız da bedeniniz konuşuyor

Duruşunuz: Birinden beğendiğinizde bedeniniz ister istemez ona doğru döner, duruşunuz dikleşir, kendinizden daha emin bir tutum takınırsınız.

Dudaklarınız: Onunla karşılaştığında hemen tebessümmeye başlarsınız ya da tebessümmemek için ağzınızı oynatırsınız. Dudaklarınızı ısırmanız, yalamanız, tırnaklarınızla ya da dilinize dişlerinizi değiyor olmanız da flört ettiğinizin göstergesi.

Saçlarınız: Devamlı saçlarınızı arkaya atıyor, parmaklarınızı saçlarınıza içini gezdiriyor, ensenizdeki saçları topuzunuza sokuşturmaya çalışıyorsanız dikkat! Sinyalleri yaktınız.

Gözleriniz: Nereye bakacağınızı afallamış vaziyetteyseniz, “Yere mi baksam, kunduralarına mı? Bakışlarımı gömleğinde mi statiklesem yoksa gözünün içine mi baksam?” diye düşünüyorsanız muhtemelen çoktan kendinizi muhakkak ettiniz dahi.

Bacaklarınız: Bacaklarınız ok gibi ona doğru mu dönüyor? Devamlı onları sallayıp sıkıntılı olduğunuzu mu gösteriyorsunuz?

Elleriniz: Gözler kalbin aynasıdır derler, eller de öyle. Onunla konuşurken elinizi devamlı meşgul etmeye çalışıyorsanız, mesela elinizdeki kahve kadehinin kenarında parmaklarınızı dolaştırıyorsanız, elinizdeki kartı, anahtarı devamlı oynatıyorsanız, kolyenizi, küpenizi çekiştiriyorsanız ona hoşlandığınız mevzusunda ipucu veriyorsunuz demektir.

Sesiniz: Sıradanda biriyle konuşurken sesinizin tonu çok natürel çıkarken, hoşlandığınız biriyle konuşurken sesinizde ani yükselişler ve düşüşler olur. Hatta sesiniz gitgide incelir. Çok sakin bir stiliniz varken sıcaklıklı konuşmaya başlamak, fazla el kol hareketi kullanmak da sizi ele veriyor.

Kıyafet tercihleriniz: Onunla karşılaştığınızda daha şık görünmek için şayet olduğunuzdan değişik giyinmeye başladıysanız bu yalnızca onun değil, herkesin dikkatine sürükler. Muhtemelen makyaj yapmıyorken makyaj yapmaya, daha çok aksesuar kullanmaya, bol kazaklar yerine beden hatlarınızı gösteren şeyler giymeye başladınız. Gerçi böylesi daha iyi, kendine özeniyor olmanın hiçbir makûs tarafı yok. İş ki, bunu sürdürebilesiniz.

Mürsel Çavuş

YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri