Sızı kesiciler kalp yetmezliği tehlikeyi ile irtibatlı mı?

Danimarkalı kalp uzmanları Gunnar Gislason ve Christian Torp-Pedersen’e göre, ‘’Kardiyovasküler tehlikenin en minik bir ölçüde çoğalıyor olması dahi, ulus sıhhatini yakından ilgilendirir.’’

Kaynak:
Medicalxpress.com
Bilimfili

Bilinen cox-2 inhibitörlerinin de içine dahil olduğu mevzubahisi ilaçlar, steroid yapısında olmayan anti-enflamatuar ilaçlar NSAID olarak adlandırılıyor. Bu ilaçların bir hayliyi, sızıyı ve cerahati eksiltmek için oldukça yaygın biçimde kullanılıyor.

NSAID kullanımı ve kalp yetmezliği arasındaki iletişim olduğu, oldukça iyi bir biçimde öğreniliyor. Fakat hangi ilaçların hangi dozlarda kullanımının en büyük tehlike grubunu oluşturduğu mevzusu henüz bütün olarak analiz etilebilmiş değil.
Bu fotoğrafı netleştirmek için Giovanni Corrao liderliğindeki University of Milano-Bicocca’dan analistler, Almanya, İngiltere, Hollanda ve İtalya’da NSAID kullanmış takribî 10 milyon şahsın tıbbi kayıtlarını derinlemesine araştırdılar.

Analistler, sağlık kurumu kayıtlarına girmiş 92.163 kalp yetmezliği hadisesini tanımladılar. Ardından bu şahısların 27 ilaç arasında hangisini hangi dozlarda kullandıklarını hakimiyet ettiler.
Analistler genel olarak 9 NSAID ilacının şimdiki kullanımının geçmişteki kullanımına göre sağlık kurumuna uyuma tehlikesini artırdığı belirtilerine eriştiler.

Bu ilaç listesine; diklofenak, ibuprofen, indometazin, ketorolag, naproxen, nimesulide, piroxicam ile birlikte COX 2 inhibitörleri olan etorikoksib ve rofekoksib dahil.
Bu ilaçlardan kimileri, yüksek dozlarda kullanıldıklarında sağlık kurumuna uyuma tehlikesini takribî 2 kat artırıyor.

Analistler ayrıca, yaptıkları çalışmanın gözlemsel olduğunun da altını çiziyorlar. Başka Bir Deyişle yapılan çalışma kapsamında, bir deneyin hakimiyetli durumlarından yararlanılmadı. Bu gidişat, katı bir neden netice ilişkisinin kurulmasını yasaklıyor.
Fakat tahlilcilere göre belirtiler, tekil NSAID ve seçili COX 2 inhibitörlerinin tehlike çoğalışı ile irtibatlı olduğunun daha ileri kanıtlarını sunuyor. Ayrıca araştırmanın önde gelen bir tıp mecmuası olan British Medical Journal’da yayımlanmış olması, belirtilerin kayda kıymet olduğunun bir başka göstergesi.