Bir garip savaş: Kimono vs. Hanbok

29.06.2021
67
Bir garip savaş: Kimono vs. Hanbok
Merhaba sevgili okuyucu… Sizi ‘Harujaku’ modası yazısıyla çok uzaklara götürmüş, Tokyo’nun göbeğinde bırakmıştım. Bilmem hala orada mısınız? Bu kez, komşu ve onunla olan epik savaşla biraz haşır neşir olacağız.
Ha bu arada, ‘Ya bunlar iki komşu ülke, birbirlerine çok benziyolar, neden böyle polemiklere giriyorlar, cık cık!’ falan diyorsanız, üzerim. ‘Güney Kore ve Japonya dostluk adımları kapsamında 2002 Dünya Kupası’nı ortak düzenlerken, biz komşumuz Yunanistan ile ne yaptık a okuyucu!’ diye sorarım, bak baştan söyleyeyim.

Bu seferlik yine bıdı bıdılarıma son verirken, bana katlandığınız için teşekkür ederim. Eğer buralarda olursanız, sizi yine bir Uzakdoğu turuna çıkarırım (Bu kıyağımı unutmayım)

Öpüldünüz…

41130_9.jpg
KİMONO NEDİR? KİMLERDENDİR?

Kimono’yu duymayan kalmadı. Maşallah Türkiye’ye de bir girdi pir girdi. Pazarda bile kimono satılıyor. Ama kimono o değil canım, değil… Japonca’da ki- giymek, mono ise şey demek. Yani tam anlamıyla kimono, giyilen şey anlamına geliyor. Aslında Japonca kimono tüm kıyafetler için kullanılabilir, bizim kimono olarak bildiğimi şey aslında yukata. Fakat daha sonra hem erkekler hem kadınlar tarafından giyilen bu giysi (evet canım erkeklerde giyiyor) böyle adlandırılmış. Neyse filoloji benim işim değil. Kemerinin adı ise obi. Şunu da belirteyim, Japonya’da mesleği sadece obi bağlamak olanlar var. Evet, yanlış duymadınız sadece bu kemeri bağlamak için eğitim alıp, sadece kemer bağlayıp para kazanıyorlar. Ayırca Japonlarda sık sık gördüğümüz o takunya vari tahta parmak arası terlik yani ‘geto’ ve ‘tabi’ adı verilen beyaz çoraplarla giyiliyor kimono. 5.yy’dan itibaren Çin ile içli dışlı olmaya başlayan Japonlar, Çin’in ‘hanfu’ndan etkileniyorlar ve bu geleneksel kıyafeti üretiyorlar. Yüzyıllar boyu giyorlar bunu ama gel gelgelelim 2.Dünya savaşı sonrası ekonomi, sosyal hayat, politikaları yahni kazanına dönen Japonlar, kadınları da hayatının akışı içerisine almaya karar verince haliyle çalışmak için pek elverişli bir giysi olmadığından kimonolar özel günlerde giyilmek üzere kuru temizlemeciden sonra gardropların en kuytu köşelerine saklanıyor.

41130_1.jpg
Ha bu arada ‘Ay şekerim! Japonya’ya gittim kimono aldım, pek şık’ ‘Japonya’da bir turistik mağazadan aldım bu kimonoyu’ laflarına inanmayın. İnanmayın çünkü onlar kimono değil, onları kandırmışlar. Çünkü ‘Ben kimono aldım’ demeniz için almanız gereken kimonoların fiyatları 1000 TL’den başlıyor. Biri sizi bunlardan birini derse ‘Zor alırsın sen o kimonoyu şekerim!’ deyip, lafı gediğine koyup ortamdan uzaklaşabilirsiniz, garantisi benim (Yavaş uzaklaşın ama saçınız başınız dağılmasın)… Son bir laf salatasına daha açıklık getirmek istiyorum;

1) Kimono çıplak olarak giyilmez.

2) Kimono seks fantezisi için de giyilmez.

3) Kimono geyşa kıyafeti hiç mi hiç değildir.

4) Kimono, bir ton kumaşı alıp kendinizi sarıp sarmaladığınız, iyice kapanmanız gerektiğini öğütleyen bir şey olduğundan, tahrik edici bir amaç uğruna hele hiç giyilmez.

5) Kimononun alt tarafının dap dar olmasının sebebi fantezi amaçlı değil, Çinli kadınların ayaklarını kangren pahasına sarıp sarmalamasıyla aynı ‘Kadın kaçıp gitmesin’. Ayrıca dar olmasının diğer bir sebebi de soyluluk ve güzellik göstergesi (Nalet olsun değişken güzellik dayatmalarına!)

41130_2.jpg
Yani canım okuyucu; nasıl ki bir Avrupalı insan evladı sana gelip ‘Kocanın cariyeleri var mı?’, ‘Normalde böyle giyinmiyorsunuz değil mi?’, ‘Kocan fes takıyor mu?’, ‘Avrupa’ya geldin diye mi kafanı örtmedin?’ diye sorduğunda, bir kaşıntı bir uyuz olma hali bedenini ele geçiriyorsa, sende o oryantalistliği uzakdoğulu insan evlatlarını yapmayacaksın. ‘İçine bir şey giymiyorlarmış’, ‘Seks kıyafetiymiş’, ‘Geyşalar giyiyormuş’, ‘Fantazi giysisiymiş’ demeyeceksin. Edward Said, kangren olmuş oryantalistliğinizi görüp mezarında kokoreç gibi dönmeden dağılın lütfen. Kalbinizi kırmayayım…

41130_3.jpg
HANBOK NEDİR? KİMLERDENDİR?

Çok uzaklara gitmedik. Güney Kore’ye geldik. ‘Ne fark eder, hepsi çekik’ dersen kalbini kırarım sevgili okuyucu, yapma.

Geleneksel Kore kıyafetine ‘Hanbok’ denir.(Koskoca yazıda tek ciddi yazdığım cümle bu farkındayım) Tam manasıyla Kore giyimi demek oluyor ‘Hanbok’. Kimono’dan farklı olarak ana parça iki ayrı yapıdan oluşuyor. İnce bir üst ve genişleyen bir alta sahip olmasıyla bir çana benziyor, yani bu noktada da kimonodan ayrılıyor. Biliyorsunuz ki kimononon altı dap dar. Hanbok’un ise üst kısmı dap dar. Hanbokun üst kısmına ‘jeogiri’ alt kısmına da, kadınların çan eteğine ‘chima’ erkeklerin pantoluna ‘paji deniyor. Ayrıca hanbokun cepleri yoktur (kefenin de yok)… Hanbokta Çin’in geleneksel kıyafeti hanfudan etkilenerek oluşturulmuş ve tarihi Üç Krallık Dönemi’ne yani M.Ö 57 – M.S. 668’e kadar gider (Merak ediyorsanız Google’layın). 1900’lü yıllara kadar da gündelik bir kıyafet olarak kullanılıyor ama daha sonra batı ile olan kaynaşma giyimde batılılaşmayı getiriyor.

Hem hanbok hem kimono artık sadece özel günler de ve kutlamalarda giyiliyor. Ancak bunları giyip sokağa çıktığınızda da kimse sizi yadırgamıyor. Türkiye’de herhangi bir yerin yöresel kıyafetini giyip, çıkın sokağada göreyim neler oluyor. Bunu bir düşün istersen sevgili okuyucu….

41130_4.jpg
GELENEKSEL KIYAFETLERİN SOĞUK SAVAŞI

Hepsi birbirine benzese de(!) Güney Kore ve Japonya’nın komşu olmalarına rağmen pek iç açıcı, toleranslı bir ilişkileri yok (Sanki bir Yunanistan’la çok farklıyız da…) Japonya’nın 20. yüzyıl başlarındaki sömürgecilik ateşiyle Kore’yi sömürgesi haline getirmesi yüzünden Güney Koreliler hala onlara kıl. Zira bir Güney Kore’li arkadaşımla sohbet ederken Japonca öğrendiğimi laf arasında söylemiştim. Güney Korelilerin ‘J’ harfiyle hiçbir şey duymaya tahammülü olmadığını bilen ben nasıl böyle bir hataya düştüm bilmiyorum ama hayatımın azarını yedim. O Güney Koreli arkadaşımın neler söylediğini size söylemeyeceğim fakat çok hoş şeyler değil. Ama şu kadarını söyleyeyim beni Japonca öğrenme hevesimden alıkoydu bir dönem, o kadar.

Her iki ülkenin çekişmesi çok eskiye dayansada, 1910-1945 yılları arasında Japonya’nın Kore’yi işgali ve Japonların işledikleri savaş suçları nedeniyle kemikleşmiştir bu garez.. Zira iki Korenin bölünmesinde en büyük sebebin Japonya olduğunu düşünür Koreliler. Çünkü Japonların 1.Dünya Savaşı öncesi hırsları, Doğu Asya’yı işgaline kadar gider. Bunun sonucunda SSCB ve ABD ‘Biz bir arkadaşa bakıp çıkacaktık’ diye geldikleri yeri, kendi aralarında paylaştılar. Of tamam tarih yok tarih! Ama son olarak bunu söyleyeceğim, tepkime şu; Güney ve Kuzey Kore Japonya’yı ve Çin’i, Japonya Çin ve Güney Kore’yi, Çin’de hiç birini sevmiyor… Yani Hanbok, Kimono ve Hanfunun savaşı burada başlıyor (Nasıl bağladım ama)

41130_5.jpg
‘Geleneksel kıyafete gelsen artık!’ dediğinizi duyar gibiyim; ‘Ben geldimmm’… Hem kimono hem hanbok, Çin’in hanfusundan etkilenmiş. Bunu baştanda belirttik zaten. E madem esin kaynağınız ortak nedir bu çekişme bir anlatın. Kimononun tarihi 5.yüzyıldan hanbokun ise tarihi 1.yüzyıldan başlıyor. Her ne kadar Çin esintisi olsada, hanbok daha köklü ve ‘Japonya benden esinlendi’ diyecek bir geçmişe sahip, keza durumda böyle. Çünkü Japonya, Kore ve Çin’den esinlendi. Kimononun totaline ve benim burada uzun uzadıya anlatmadığım teferruatına bakarsınız kimononun bir hanfu ve hanbok totali olduğunu zaten göreceksiniz. Kimononun üst daraltısı hanboktan, alt daraltısı hanfudan gelir. Gerçek bir süzgeç değil mi?

41130_6.jpg
Kimono her yaştan, her kesimden insanın giyebileceği, paraya göre değişkenlik gösteren bir giysiyken durum hanbok için aynı şekilde değil. Hanbok için ne kadar zenginsen giysinin o kadar parlağını giymelisin kaidesi var. Yani ister banka kredisiyle hanbok al, istersen tefeciden borç al farketmez. Eğer sosyal statün alt tabakaysa, sen o parlak hanboku giyemezsin, bitti. Bu Kore’nin nasıl bir sınıfsal sistem hükmünde bir dönem geçirdiğini gösteriyor tabi ki.

41130_7.jpg
Japonlar ‘Kimono bizim kültürümüzün bir unsuru. Diğer Asya ülkeleri bizden etkilendi, Kore bizi taklit ediyor der.’ Koreliler ise tam tersini. Çünkü dünyanın genel olarak Asya kıtasını tanıma şekli bu kıyafetler bazında konuşuyorum, hepsinin ortak olduğu. Yani ‘Bunların hepsi çekik yea! Hepsi birbirine benziyor’ fikri gibi ‘Bunların kıyafetleride ortak yea!’ diyoruz ve soruna daha çok körükle üflüyoruz. Dünyanın geri kalanı onların kıyafetlerini ne kadar aynı görmeye devam ederse onların atışmaları o kadar devam edecek ve hepsi ‘Hayır benim’ demeye devam edecek (Çünkü acayip takıntılılar, kıtanın huyundan mıdır suyundan mıdır nedir?). Yani temeldeki sorun ‘Hepsi aynı’ dememizde, geleneksel kıyafetleri aynı, gözleri aynı dememizde. Sadece kendi benliklerini ve kendi kültürlerinin ayrışmasını istiyorlar. Zor mu peki? Çok zor…

41130_8.jpg
YAZAR BİLGİSİ

maltepe escort ataşehir escort idealtepe escort anadolu yakası escort kadıköy escort bostancı escort pendik escort ataşehir escort şişli escort göztepe escort pendik escort kartal escort bostancı escort erenköy escort maltepe escort pendik escort bostancı escort ümraniye escort şerifali escort kartal escort maltepe escort tuzla escort pendik escort anadolu yakası escort acıbadem escort ümraniye escort escort bayan maltepe escort ümraniye escort ataşehir escort kadıköy eskort pendik eskort ataşehir escort ümraniye escort kadıköy escort escort bayan maltepe escort sex hikaye yeni seks hikaye gerçek sex hikaye sex hikaye seks hikayeleri sex hikayesi gerçek sex hikayeleri