Candice Swanepoel, Behati Prinsloo ve Lily Aldridge gibi isimlerinden en çok bahsedilen melekler, VS bikini-mayo fihristi için Hawaii’de poz verdiler....
Haute Couture modanın perde arkası!
Haute Couture denilince aklınıza yalnızca özel dikim elbiseler geliyorsa, çok yanılıyorsunuz! İşte Haute Couture ve moda dünyasındaki anlamı…
Ayrıca tarihi aristokrasi ve geç kapitalist dönem arasındaki benzerliklere dikkat çekiliyor. Tıpkı eski bir atasözünün dediği gibi, zenginler Amerikan Rüya’sının aldatıcı elde edilebilirliğinin koruyarak zengin olmaya devam ediyor. Bu durumda da couture, hayatın kapitalizmden negatif etkilenen bir yanına dönüşüyor.
Modayla ilgili en ilgi çekici şeyler Couture alanında gerçekleşir. El sanatlarından esinlenen işlemeler ve kusursuz terzilik sayesinde kıyafetler birer sanat eserine dönüşür.
Couture dünyayı daha iyilerinin mümkün olduğuna ikna eder. Eğer Haute Couture olmasaydı her şey gibi giysilerimiz de tektipleşmiş ve sıradan parçalar haline gelebilirdi. Fakat Couture sayesinde tıpkı kıyafetlerde olduğu gibi hayatın her alanında özverili davranırsak hayal ettiklerimizin çok daha ilerisine ulaşabileceğimizi biliyoruz.
Diğer yandan ihtişamlı ve pahallı Haute Couture parçaları, kendi içinde değer kaybettiren kötü bir espri barındırıyor. Podyumda sergilenen parçalar ne kadar eşsiz ve muazzam olursa olsun, birine satıldığı anda değer kaybediyor. Böylece lüks giysilerin moda sahnesindeki rolü, yalnızca egoist bir statü belirtisi oluyor.
Lüks kıyafetleri sergileyen modellerin kusursuz vücutlarından da anlaşılacağı gibi couture, insanların sıradanlığını ve kusurlarını zarafete dönüştürür. Birden bire couture, ünlü magazin dergilerinin moda köşelerinde ve kıskançlığın gölgesinde ucuzlaşır. Tıpkı sanat eserlerinin renkleriyle uyumlu lobilerde asılmak için yapılmadığı gibi haute couture kıyafetler de, sahiplenilmek ve satın alınmak için yaratılmıyor.
Anka Kuşu gibi eşsiz haute couture elbiseleri yakmak isteyenler ise bu duruma son derece basit bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Onlar couture kıyafetleri, insanların imtiyazlı statülerini yaşam boyu egemenliğin yüksek kuvvetiyle koruduğu, monarşik kuralların metruk bir hatırlatıcısı olarak görüyorlar.
YAZAR BİLGİSİ