Bekar kalmanızın 5 sebebi

İlk buluşmalardan artık usandınız ve uzun bir ilişki yaşamak istiyorsunuz. Yaşamınızın erkeğinin gelip sizi bulma zamanı geldi; ama o hala ortalarda yok. Sabrınız tükenmeye başlıyor ve ümidinizi yitiriyorsunuz. Üzülmeyin! Bunun yerine hala bekar olmanızın mümkün 5 sebebini bilin ve kendinizi değiştirin.

1. Şayet hakikat aşkı asla bulamayacağınızı düşünüyorsanız, bulamazsınız:

Siz oturup karalar bağlarken ve aşkın gelip sizi bulmasını beklerken, belki de o yanınızdan geçip gitti dahi. Sizse gözlerinizi değişmezlediğiniz o noktadan kaldırıp bakmadığınız için onu göremediniz. Yaşamınızın aşkını bulmayı takıntı haline getirmeyin ve sarih fikirli olun. Bir erkeğe saplanıp, onu beğenebileceğiniz hale getirmeye çalışmayın, bunun yerine zati beğendiğiniz gibi olan başka bir erkek bulun, başka bir deyişle hayallerinizdeki erkeği. Siz istediğiniz gibi birinin sizi asla bulmayacağını düşünürken, farkında olmadan beğenilmeye layık olmadığınız hissine kapılıyorsunuz. Bu yanılgıya düşmeyin, dışarıda bir yerlerde sizi çok fazla hoşlanacak bir erkek var. Bu surattan bir günlük yakalamaya başlayın ve her akşam günlüğünüze beğenilmeye değer bir yanınızı yazın. Bu güveninizi yerine getirecektir.

2. Makûs çocuk isteğinden kurtulun:

Kadınların isyankar ve bağlanmayı hoşlanmayan erkeklerden beğendiği bir gizem değil. Çoğu kadın kendini üzen ve onunla az ilgilenen erkeği daha çekici bulur. Kaçan kovalanır örneği, bu cins erkeklerin peşinde koşar. Ama sağlam bir ilişkiniz olmasını istiyorsanız, bu istekten kurtulun. Size iyi davranan, sizi seven erkekleri değerlendirmeye alın. Göreceksiniz bu sizi daha mutlu edecek. Her kadın farklı şahsiyetli ve sırlı bir erkekle birlikte olmak ister, fakat bu cins erklerle sonu konutluluğa uzanan bir yola çıkmak olası değildir.

3. Aşk erkeğinizi kendinize bağlamanız demek değildir:

Çoğu kadın ilişkilerinde aynı yanılgıya düşüyor. Bir erkekle birlikte olduklarında, sevgililerinin veya eşlerinin boş olan her saniyesini kendileriyle geçirmesi gerektiğini düşünüyor. Erkek dostu dostlarıyla zaman geçirmek istediğinde ya da konutta oturup maç izlemek istediğinde de meseleler çıkarıyor. Siz bu yanılgıya düşmeyin, konutluluk ve aşk eşinizin sizin dizinizin dibinde oturması demek değildir, onun da kendi yaşamın olması gerektiğini öğrenil ve saygı gösterin. Aksi taktirde yeniden yalnız kalabilirsiniz.

4. Mizahlarınızdan kimilerini sevgilinize ayırın:

Size sürrealist gelebilir fakat insan aynı vakayı günde birkaç kere anlatacak enerjiyi her zaman kendinde bulamaz. Şayet siz tam kasvetlerinizi, tasalarınızı ya da gülünç hadiselerinizi işyerindeki dostlarınızla paylaşırsanız, akşam konuta gittiğinizde eşinize anlatacak pek bir şeyiniz kalmaz. Bu da ilişkinizi yaralayabilir. Size gülünç gelebilir ama bu da bir çeşit kandırmadır. Siz tam gizemlerinizi iş dostlarınızla ve ya komşularınızla paylaşarak, sevgilinizi duygusal anlamda kendinizden uzaklaştırırken, öteki insanları yakınlaştırıyorsunuz. Bu da bir çeşit hıyanet sayılır. Ona yaşamınızda ne kadar çok yer kapladığını ve ne kadar ehemmiyetli olduğunu sezdirmelisiniz.

5. İnatçı ve ısrarcı olmayın:

Özellikle haksızken haklı olduğunuzu iddia etmeyin. Münazaralarınızda birbirinizi dinleyin ve kendi bildiğinizi okumayın. Misalin ehemmiyetli bir şeyi ona söylemeyi unuttuğunuzda yanılgınızı kabullenin, üstüne gidip onu haksız gidişata düşürmeye veya yaptığınızın o kadar da büyük bir şey olmadığını ispatlamaya çalışmayın. Bu tartışmaların daha da uzamasına neden olacaktır. Özür dilemesini öğrenil, böylece her şey daha kolay tatlıya bağlanır. Her zaman özrü ondan bekleyemezsiniz.