Partner tercihi ve ilişki inşası ile alakalı yeni strateji teklifleri!

Hemen herkesin isteği filmlerdeki gibi beğendiğiyle ebediye dek birlikte ve mutlu yaşamak. Oysa asıl yaşamda çok az ilişki bu biçimde yürüyor. Hakikatinde aralıksız makûs seçimler yapmamızın mesulü bilinçaltımız.

“Yalnızlar dünyasında en çok karşılaştığımız kusur cinsel sürükleyicilik ve asıl aşkın birbirine karıştırılması meylidir.” Asıl aşkı bulduğunuzda, onu anında tanırsınız’ biçimindeki yaygın inanışın aksine asıl hakikatinde hiç de öyle değil.

Hemen, o anda sezdiğiniz duygu genelde hiçbir şey değildir, yalnızca hormonların harekete geçmesidir ve asıl aşkla genelde pek bir alakası yoktur.

Hepimiz, erkeklerin, kadın partnerlerini, yalnızca dış görünüşlerine bakarak seçim etmeye eğilimli olduklarını öğreniriz. Erkekler dışarıda birlikte takılırken, kadınları tamamen cinsel sürükleyiciliğin muhtelif unsurlarına göre değerlendirdikleri daha da gözle görülür olur.

Mesela, bir erkek dışarıda takıldığı dostlarına bir kadının aklını ya da mizah kavrayışını hoşlandığını söylese, genel tahmin kadının kesin çirkin olduğu istikametindedir.

Şayet bir hayli partner arasından bir tane seçme olanağım varsa, neden en hoş ve çekici olanını seçmeyeyim? Neticede, kim çirkin bir sevgiliye sahip olmak ister ki?

Hoş ya da yakışıklı bir partnerin, fiziksel albenisi daha az olan birine göre daha sadık, sevgi dolu partner ve daha iyi bir sevgili olabilme olasılığı çok daha düşük.

Nedeni çok kolay ve sağlam sosyolojik araştırmalara sabrediyor. Cinselliğin hür yaşandığı cemiyetlerde, iyi bir görünüşe sahip erkek ve kadınlar istedikleri partnerle cinsel beraberlik kurabiliyorlar, bu partnerler de sırf yakışıklı ya da hoş oldukları için sanki onlara tapıyor.

Bilimsel araştırmalara göre, iyi bir dış görünüşe sahip insanlar, bir lokantada hizmet almaktan tutun da, bir işe girerken seçim edilmeye ya da kendilerine göre daha ekipmanlı diğer adaylara göre daha süratli terfi almaya kadar hayatın her alanında öbürlerine göre daha iyi muamele görüyorlar. Bu insanların ilişki maharetlerini bilmeye hakikatinde pek de gereksinimlerinin olmadığını kavramaları çok uzun sürmüyor.

Tek eşlilik, sadakat, dinleme maharetlerini bilme ya da çatışmaların çözümü mevzuları bu insanların fazla alakasını sürüklemez. Yalnızca bakışları kendileri için can verip biten bir sürü insanı cezbetmek için yeterliyken, bu kabiliyetlerin rastgele birini kazanmak için neden zahmet etsinler ki? Bu bireylerle ilişki yaşayanlar onlara sanki taparlar. Sonra işler çirkinleştiğinde, onları da daha öncekiler gibi ilişki çöplüğündeki yerlerini yollarlar.

Bu tespit, bir hayli iyi dış görünüşe sahip insanın ideal, sevgi dolu ve sadık partnerler olabildiği reelini ortadan kaldırmaz.

“Bana aşık olduğunda, onu değiştireceğim! Yaşamına bir hayli adam girmiş olabilir, ama benim gibi biriyle asla birlikte olmadı.”

Bunu söyleyenler yalnızca film yıldızları gibi dikkat çekici hoşlukta, muhteşem bir karizmaya ya da zekâya sahip insanlar değil, her yaştan, sıradan kadın ve adamlar da söylüyor. O zaman, ben de şunu soruyorum, sizi supermodelinizin geçmişte ilişki yaşadığı ve muhtemelen de gelecekte ilişki yaşayacağı erkeklerden değişik ve daha özel kılan ne? Her ne kadar asıl aşkı bulan baştan çıkarıcı kadın ya da yakışıklı ama makûs adam öyküleri Hollywood için iyi birer film mevzusu olsa da böyle bir öykünün asıl yaşamda zaferli olduğuna pek tanıklık etmiyoruz. Şayet gerçekten birini size aşık edecek, sevgi dolu bir kalbe sahipseniz, bunun kıymetini hiç bilmemiş ve şimdi bilmek için de rastgele bir nedeni olmayan biri için onu boşa tüketmemenizi öneririm.

“Gelecekteki ruh ikizim çok hoş ve diğer herkesten değişik olacak.” Evlenmek için eş bulmak gibi ehemmiyetli bir kararda ya da sizinle ilgilenecek bir erkek ya da kadın için, böyle bir düşünce taşımak pek anlamlı değil.

Hakikatinde bir hayli birey, kendi hakimiyeti dışında güçlü birtakım içgüdüsel güdülerin kurbanıdır. Hipnoz teknikleriyle içgüdüsel heveslerinizi hakimiyet edebilirsiniz. Tatmin edici bir ilişki için gereken biçimde heveslerin değiştirilmesi, manevi çalışma ve duygusal paklikle muvaffak olunabilir. Bu devirde ‘kimden etkilendiğimi hakimiyet edemem’ gibi sözleri dillendirmeye devam etmek, kendi bilinçaltınıza mağduru oynamaktan başka bir şey değildir.”