Aşkın kesin kaideleri yoktur
Ayaklarınızı yerden kesen o muhteşem duygunun asıllarını hiç merak ettiniz mi? Ünlü analist Helen Fisher, aşkın birbirinden enteresan sırlarını gözler önüne serdi.
Analist Helen Fisher, “Neden Beğeniyoruz: Aşkın Kimyası ve Doğası” isimli kitabında aşk ile alakalı çok kolay mevzuları ele almış. Tertemiz açıklamalarla ele aldığı aşkı bakın nasıl anlatıyor Fisher ve neler öneriyor…
‘Ruh eşi’ diye bir şey yok
Dünyada, bir yerlerde ruh eşinizin yaşadığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Fisher’a göre dünya “öteki yarınız” olma potansiyeline sahip erkeklerle dolu. Sırf ruh eşini bulma fikriden dolayı bir hayli kadın ilişki değil, ilişki stresi yaşamaya mahkûm. Hâlbuki bu gayretler yersiz.
Seneler geçtikçe insan olgunlaşıyor. Yaşamdan temennileri değişiyor, insanlardan ve aşklardan temennileri de. Karşınıza kriterlerinizin çoğuna uyan biri çıkarsa, sırf bir iki kriterde sınıfta kaldığı için onu vazgeçmeyin. Reel sevgiliden, boş hayaller için sakın bırakmayın.
Kendinizi frenleyin
Birine âşık olduğunuzda, günün 24 saatini onunla geçirmek istersiniz değil mi? Ne olur, aşkınızın kalıcılığı için kendinizi frenleyin. Neden mi? İşte Fisher’ın araştırmaları…
“Birbirini seven iki insan ayrı kaldığında beyin ‘dophamin’ ve ‘norapineprin’ denilen ve aşkı pozitif etkileyen bazı kimyevi maddeler salgılar.”
Başka Bir Deyişle, çarşamba günü beraber olduysanız, perşembe akşamını ayrı geçirin. Böylece, hafta sonu buluşmanız çok daha sıcak ve ateşli olacaktır. Bu fikre katılmıyor musunuz? O zaman Fisher’ın bilimsel araştırmalarının neticelerine bir göz atmalısınız…
“Yeni aşık olan bireyleri ele alıp, şunu gözlemledim: Aşk, duygulardan mesul beyin kısmını değil; motivasyon ve hırstan, bir şeyi kazanma hevesinden mesul tarafını etkiliyor.
Aşkla alakalı irtibatlar, mutluluk ve mutsuzluk gibi duyguların merkezinde değil, motivasyon merkezinde alana geliyor.” İşte bunun için aşkımızın yoluna maniler çıktıkça, aşkımız güçleniyor.
Aşk bağımlılık yapar
Fisher aşık olan bir grup şahsı ele almış ve onlardan hoşlandıkları şahsın resmine dikkatlice bakmalarını ve gözlem yapmalarını istemiş. “Gözlemlediğim şey beni afallatmadı. Resimlere bakarken, bu bireylerin dopamin seviyesi yükseliyordu. İlaç almış gibi, sıcak bir mutluluğa kapılıyorlardı. Ne sezdiklerini sorduğumda, neredeyse hepsi o an sevgilileriyle beraber olmak istediklerini söyledi” diye anlatıyor belirtilerini.
İlk görüşte âşık olabilirsiniz
Şarkılarda aşk romanlarında, dost sohbetlerinde, çok tartışılan bir mevzudur ilk görüşte aşk. Peki, siz buna inanıyor musunuz? Fisher, hayvanlardan yola çıkarak, insanlar dünyasına da uyan bazı kimyevi kaideleri anlatıyor.
Hayvanlarda bir çiftleşme zamanı olduğunu herkes öğreniyor. O yarıyıl sona ermeden cinsin her ferdi kendine uygun bir eş bulmak zorunda ve doğa onları o biçimde yaratmış ki, bu çiftleşme her zaman olması gerektiği zaman alana geliyor.
Başka Bir Deyişle bir anda birleşiveriyorlar. İnsan beyni de alt yukarıya aynı biçimde programlandığına göre, insan da bir anda birine âşık olabilir.
Erkek çok kolay vuruluyor
Hep kadınların aşkta süratli davrandıkları düşünülür, ama hakikatte öyle değil. Erkekler kadınlardan daha ivedi âşık olabilir. Erkekler görsel uyarıcılara süratli biçimde cevap verir, gözlerine hitap eden kadınlara karşı daha kolay bazı duygular besleyebilir.