Anoreksiya nedir neden olur bulgularına dikkat bayanlarda diş kaybına neden olabiliyor!

Özellikle ergenlik çağında fazla kilo aldım fikriyle başlayıp yemek yeme işlevini konrol almaya çalışmayla başlayan ancak bu sürecin ileri ebatlara erişmesiyle saplantı haline gelip hiçbir şey yememe ebatlarına erişen ‘anoreksiya’ hastalığı yalnızca bireyin vücudunu değil aynı zamanda muhtelif sıhhat problemlerinide birliktesi getirmektedir. Özellikle diş sağlığını da negatif istikamette etiklen bu hastalık ilerleyen aşamalarda diş kaybına da neden olabilir.

YEME BOZUKLUKLARI ÖNEM VERİLMEYECEK BİR MESELE DEĞİL!

Özellikle genç bayanlarda görülen, bireyin beden algısında bozulmalarla ilerleyen yeme bozuklukları erken müdahale gerektirir. Bireyin kilo almaya karşı ciddi bir fobi beslemesi, şuurlu olarak cılız kalmak için noksan beslenmesi ya da yediklerini çıkarması, zamanında müdahale edilmediği takdirde beden sıhhatinde ciddi bozulmalara yol açar. Özellikle yemek yedikten sonra parmak kullanarak yediklerin çıkarılması nedeniyle yaşanabilecek ilk rahatsızlıkların başını diş ve diş eti problemleri sürüklüyor. Kısa yarıyılda diş çürüklerine neden olabilen, ancak sonrasında diş kayıplarına yol açabilen bu hastalıklar asla hafife alınmamalı.

EVVEL DİŞLERİNİZİ, ARDINDAN TÜM BEDEN SAĞLIĞINIZI KAYBEDEBİLİRSİNİZ

Hekim Zülal Palazlı, çoğunlukla sıfır vücuda erişme isteği ve “ideal hoşluk” kavramına takıntı geliştirmeleri nedeniyle gençlerin bu stil yeme bozukluklarının pençesine düştüğünü, bu sebeple de sıhhatlerinden olduklarını belirtti. Bu hastalıkların dişler üzerinde de negatif neticeler doğurduğunu belirten Hekim Palazlı, özellikle sık kusan bireylerde mide asidinin tesiriyle dişlerde ciddi zararlar hatta kayıplar yaşanabildiğini belirtiyor. “Diş minesinde yıpranma, ağız içi yaralarla başlayan diş ve ağız sıhhati meseleleri, rehabilitasyon edilmezse çok daha ciddi problemlere neden olabiliyor. Dişlerde yaşanan meselelerin, bedenin öbür uzuvlarını da doğrudan etkilediğini unutmamak lüzumlu. Bu nedenle yeme bozukluklarının esasında uyuyan meselelerin acelelikle çözülmesi lüzumludur. Gençlere önerim kendileriyle barışmaları, tek bir hoşluk kavrayışı güzergahında şablonlarla hareket etmemeleri.”