Diz üstü morlukları lösemi bulgusu olabilir

Bugün bir haylimiz telefonsuz bir yaşamı hayal dahi edemiyoruz. Tablet gibi mahsulleri artık 2 yaşındaki çocukların dahi elinde görmeyi neredeyse alışmış gidişattayız. Bunların yanında bilgisayar, televizyon gibi bir hayli elektronik aletin yarattığı manyetik lekelilik; genetiği değiştirilmiş yiyecekler, böcek öldürücü pestisitlerin kullanımı, ambalajlanmış yiyeceklerde kullanılan gözetici maddeler ve sıhhatsiz uyku gibi başka bir hayli negatif etmenle birleşerek çocukluk çağı kanserlerinde de tehlikeyi artırıyor. Öyle ki tüm çocukluk çağı kanserlerinde son 10 senede görülen çoğalış oranı yüzde 11’i geçmiş gidişatta.

2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası dolayısıyla hastalık hakkında ayrıntılı bilgiler veren Acıbadem Maslak Sağlık Kurumu Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. İnci Ayan, günümüzün tıp teknolojisi sayesinde erken teşhis ve tesirli bir rehabilitasyon ile iyileşme oranı oldukça yüksek olan lösemiyle çabada yaşadıkları en büyük sualin, hastalığın verdiği başlıca bulguların anne babaları yanıltması olduğunun altını çiziyor.

2-5 yaş arasına dikkat

Prof. Dr. İnci Ayan, yenidoğan yarıyılından ergenliğe kadar her yaşta görülebilen löseminin en çok 2-5 yaş arasındaki çocukları tehdit ettiğini belirterek “Çocuk kanserleri rehabilitasyon edilebilen hastalıklardır. En sık görülen akut lösemilerde hücre tipine ve hastalığın tehlike grubuna göre değişmek üzere rehabilitasyon edilebilirlik oranı yüzde 45’ten yüzde 85’e kadar yükselebiliyor. Ancak her hastalıkta olduğu gibi çocukluk çağı kanserlerinde de erken teşhis hayati ehemmiyette” diyor.

Farklılıkları yakından gözlemleyin

Löseminin en ehemmiyetli bulgularının başında bedenin değişik yerlerinde, özellikle diz üzerindeki yumuşak bölgelerde ortaya çıkan morluklar geliyor. Bu morlukları çocuklarının afacanlıklarına bağlayarak göz arkasını edebilen ebeveynlerin hiç istemeden erken teşhiste ehemmiyetli bir gecikmeye neden olduğunu belirten Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. İnci Ayan, bu sebeple anne babaların çocukların bedenini ve ortaya çıkan farklılıkları dikkatle takip etmeleri gerektiğini vurguluyor.

Bu yakınmaları hafife almayın

Ebeveynlerin, çocuklarının bedeninde sebebini açıklayamadıkları ya da çarpma gibi bir travmaya bağlı olmadığını bildikleri morlukların yanı gizeme çocuğun bel ve bacak sızıları, sık yineleyen ateş, lenf bezlerinde şişlik, burun ve diş eti kanamaları ya da kesintisiz solgunluk gibi yakınmalarına tanık olduklarında zaman kaybetmeden bir uzman doktora müracaat etmeleri gerektiğini kaydolan Prof. Dr. Ayan, özellikle yaygın şekilde görülen orantısız veya sebepsiz morlukların lösemi haricinde bir hayli başka kan hastalığının da habercisi olabileceğini dikkat topluyor.

Çocuk kanserleri neden yükselişte

Son senelerde yapılan çalışmalar hemen tüm kanser cinslerinde devamlılık sergileyen bir çoğalış görüldüğünü ortaya koyuyor. Akut lösemi de bu çoğalıştan hissesini alan hastalıklar arasında. Bunda en ehemmiyetli etmenler sanayi atıkları sebebiyle hava ve suyun kirlenmesi, kullanımı her geçen gün artan elektronik aletler sebebiyle dünyanın ehemmiyetli bir kısmını tesiri altına alan elektromanyetik kirlenme, ışınım, nükleer atıklar, tarım ilaçlarının özellikle pestisitlerin şuursuz ve teftişsiz kullanılması ve bazı virüs hastalıkları olarak sayılıyor.

Lösemiye karşı bu temkinleri alın

Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. İnci Ayan, sebebi bütün olarak öğrenilmese de özellikle anne babalara lösemiye karşı şu temkinleri almayı öneriyor:

– Çocukların balanslı beslenme kaideleri çerçevesinde beslenmesini sağlamak
– Çocuğu enfeksiyonlardan korunmak ve böylece bağışıklık sistemini güçlü yakalamak
– Aşı programına uymak
– Işınım, radyoaktif ve manyetik kısımlardan uzak mesken alanlarında yaşamak. Ayrıca konutta ve hakimiyet edilebilecek öteki yaşam alanlarındaki elektromanyetik lekeliliği teftiş altında yakalamak
– Genetik yatkınlığı artırmamak için akraba konutluluklarından sakınmak
– Çocukların sıhhatli ve nitelikli yatmasını sağlamak Karanlık bir ortam oluşturmak ve akşam 8-9 arasında yatırmak
– Sebze ve meyveleri mevsiminde harcamak, sera mahsullerinden sakınmak
– Mesul yurttaşlık gereği gıda meşrubat ve etraf şartlarına zorunlu teftişlerin yapılmasını sağlamak
– Alerjenlerden uzak durmak ve varsa alerjik hastalıkların kesinlikle rehabilitasyonunu sağlamak