Ramazan’da mide problemlerini en aza indirmenin yolları
Ramazan ayında uzun zaman aç kalmak, muhtelif mide problemlerini de birliktesi getirebiliyor. Açlık zamanının uzun olması mideden salgılanan asit ölçüsünün de çoğalmasına neden oluyor. Bu vaziyet, gastriti olanların midesinde yanma, kazınma, ağrı gibi yakınmaların ortaya çıkmasına, ülseri olan hastalarda ise kanama, delinme gibi sağlık meselelerinin büyümesine yol açabiliyor. Memorial Ankara Sağlık Kurumu Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Zülfikar Polat, Ramazan ayında karşılaşılabilecek mide rahatsızlıkları ve korunma teklifleri hakkında bilgi verdi.
Ülseri olanlar dikkat
Uzun zaman açlık mide rahatsızlıkları olanlarda hastalıkları tetiklemektedir. Özellikle mide ve onikiparmak bağırsağı ülseri olanlar, kan sulandırıcı ve romatizmal ilaç kullanan hastalar, mide rahatsızlıkları ve mide kanaması tehlikeyi açısından dikkatli olmalıdır. Bu şahısların Ramazan ayını rastgele bir mide rahatsızlığı yaşamadan sağlıkla geçirmeleri için bir uzmana danışmalarında fayda var.
Çok ve süratli yemek hazımsızlığa yol açıyor
Oruç meblağken mide rahatsızlığı geçirme tehlikeyi azami olan şahıslar; gastrit, ülser ve reflü hastalığı olanlardır. İftarda ve sahurda fazla yemek yenmesi, sahurda yemekten hemen sonra uyunması, reflü saldırılarını tetikleyebilir. Ayrıca uzun süren açlık sonrasında zamanla sindirim sisteminin hareketleri de eksilir. Bu sebeple iftarda süratli ve fazla yemek yemek karında kabarıklığa, hazımsızlığa yol açabilir. Midelerinde gastrit veya ülser meseleyi olanların oruç yakalamaya başlamadan evvel rehabilitasyonlarını bitirmeleri öneri edilir. Mide yakınmaları hafif ebatta olan şahısların, perhiz ve ilaç gibi tedbirlerle oruç yakalamasında bir mahzur görülmemektedir. Kronik hastalığı, geçirilmiş ülseri veya mide kanaması olanların ise Ramazan evvelinde bir uzmana müracaat eterek gereken temkinler almaları, gerekiyorsa bu süreci ilaç rehabilitasyonu ile desteklemeleri gerekir. Henüz rehabilitasyonu süren ülser hastaları, yeni geçirilmiş mide kanaması, mide kanseri, ciddi reflü hastalığı veya muhtelif mide hastalıkları sebebiyle beslenme eforluğu olanların oruç yakalamaları ise sağlık açısından mahzurlu vaziyetlere neden olabilir.
Oruç kilo kaybına değil kilo alıma neden olabilir
Bazı şahısların Ramazan ayını perhiz yapma fırsatı olarak değerlendirdikleri öğrenilmektedir. Ancak uzun süren açlıklarda bedenin metabolizmasının yavaşlaması ve gün boyu yemek yemeyip akşam en hareketsiz saatlerde tek seferde yüksek kalori alınması kilo vermek yerine, kilo alımına neden olmaktadır. Bu sebeplerle iftarda ve sahurda yemeklere fazla yüklenmemek, çorba, salata ve yoğurt gibi yiyeceklerle oruç açtıktan sonra olasıysa yürüyüş yapmak hem kilo alımına mani olacak hem de mideyi hafifletecektir. Beyindeki doyma merkezi besinler alındıktan vasati 20 dakika sonra doyma sinyali yollamaktadır. İftarda hafif bir şeyler yedikten sonra bu müddeti yürüyüşle geçirmek afaki gıdalar harcamadan doygunluk sezilmesini sağlayacaktır. Sahurda ise olası olduğunca hamur işi ve mayalı yiyeceklerden sakınılmalı, bol akışkan alınmalı, daha çok kahvaltılık çeşitleri yenmeli ve yemek sonrası hemen uyunmamalıdır.
Ramazan’da mide problemlerinin önüne geçmenin yolları
– Ramazan ayı müddetince yeterli ve balanslı beslenmeye özen gösterilmelidir. Öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün, iftardan sonra ise 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün biçiminde tertip edilmelidir.
– Oruç yakalayan mide hastaları istenmeyen sağlık meseleleriyle karşılaşmamak için kesinlikle sahur yapmalıdır. Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi gıdalardan oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan mideyi rahatsız etmeyecek bir öğün seçim edilmelidir.
– İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmelidir. Ayrıca enerji veren ancak kan şekerini balanslı bir şekilde yükselten; bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı gıdalar seçilmelidir.
– Günde vasati 2- 2,5 litre su içmeye, bununla beraber enerji gereksinimini de karşılayacak ayran, taze bunalmış meyve suları, soda, sebze suları gibi meşrubatlar harcamaya özen gösterilmelidir.
– İftarda fazla şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları harcanmalıdır.
– Hazımsızlığa neden olmaması için yemekleri süratli yemekten sakınılmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yenilmelidir.
– Bir kezde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar minik porsiyonlar biçiminde beslenilmelidir.
– Sindirime dayanakçı olması için iftardan hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek yerine, azıcık beklenilerek kısa mesafeli yürüyüşler yapılmalıdır.
– Ramazan ayında mide sıhhatini gözetmek için yemeklerin pişirme usullerine de çok dikkat edilmelidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler seçim edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış gıdalardan uzak durulmalıdır.
– Beslenme kumpasındaki farklılıklara bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde; kurubaklagiller, kepekli hububatlar, sebzeler gibi lif oranı yüksek yiyecekler ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler seçim edilmelidir.