Kandıran erkek bir daha kandırır mı

Hangimiz etrafımızda kandırma suratından devrilen bir yuva, nikah masasına gidecekken aynı nedenden dağılan iki aşık veya kandırma fobisi suratından konutta kalma pahasına konutluluktan kaçan birini tanımıyoruz ki… Ne Yazık Ki bu misaller senelerle beraber çoğalarak gelişiyor. Üstelik bahsedilenler tek bir türe de bağlı değil. Kandırma her ne kadar erkeğe özgü bir tutum gibi görünse de, eşini kandıran kadınların rakamı da oldukça fazla, ister erkek olsun ister kadın, neden ‘kandırıyorlar’ ve kandırdığını sanan gerçeğinde ‘aldanan’ mı?

Evlenen erkeklerde daha fazla

Uzmanlara göre, erkekler çoğunlukla cinsel açıdan değişik deneyimler hayata lüzumundan ve merakından, kadınlar ise duygusal sebeplerden dolayı kandırıyorlar. Üstelik bu tutum şekli yeni bir mesele değil. Dünün erkek-kadın ilişkilerinin en ehemmiyetli mevzusu olan kandırma, bugün de çiftler arasında gündem olmaya devam ediyor. Eksantriktir; araştırmalarda ‘kandırma’ sözcüğü denince kadının da, erkeğin de usuna evvel ‘erkek’ geliyor. Zira erkek, bu mevzuda potansiyel kabahatli olarak kabul ediliyor. Kadına ise pek çok şahıs kandırmayı yakıştıramıyor. İşin öbür bir acayip yanı ise nikahlı çiftler arasında kandırma oranının bekar çiftlere göre daha fazla olduğu. Öncelikle erkeği ele alırsak, yeniden uzmanlara göre nikah yüzüğünü parmağına takan erkeğin testesteron hormonlarında düşüş oluyor ve kendini kanıtlama dürtüsüyle coşkusunu canlı yakalamaya çalışıyor. Bu da erkeklerin kandırma oranlarının neden yüksek olduğunun en kısa yoldan ispatı…

Kadın daha güç kandırıyor

Gidişata kadın açısından bakıldığında ise ibreler tamamen tersine hareket ediyor. Kadın, erkeğe oranla daha güç kandırıyor. Kandırdığı zaman da duygularıyla cemiyet baskısı arasında çatışma yaşıyor. Kadın, erkeğin aksine günübirlik bir ilişkiden çok, uzun süreli ve duygusal bağları güçlü bir ilişki başka bir deyişle aşk yaşamak için kandırıyor. Mutsuz kadının kandırma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirten uzmanlar, kadının kandırmasının da karakterine göre değişiklik gösterdiğinin altını çiziyor. Kadınların kandırma mazeretleri arasında, mutsuzluk, yeni partnerinin zeki olması, tatminsizlik, aşık olma, eşin ilgisizliği, şefkat özlemi, kendini ispatlama, kocasından intikam alma, kariyer basamaklarını süratli tırmanma yer alıyor.

Acı sürükleyen erkek bir daha kandırmayabilir

Şayet şahıs kandırmanın neticesinde acı sürüklemiş, gerçekten pişman olmuş, hayatında aksamalar, kayıplar yaşamışsa, kandırma eyleminin bir daha tekerrür etmeyeceğini zannedebiliriz. Zira insanlar tecrübelerinin neticesine göre o yaşantıyı yine yaşamlarına sokmak ya da sokmamak güzergahında bir karar verebilirler. “Bir kere kandırdı ve bu bir alışkanlık oldu” biçimindeki bakış açısı, acayip bir biçimde yine kandırmanın saklı kaynaklarından biri gibi durmaktadır. Zira çoğunlukla kandırılan eş, derin bir güvensizlik duygusu yaşamakta, kandırılmayı kendisinin bir beceriksizliği ya da hatayı gibi idrak etmekte ve çoğunlukla teftişlerini artırmaktadır.

Bir kere daha kandırılmamak için daha sıkı hakimiyet etmekte ve farkında olmadan, kandıran eşe onun ‘vefasız bir yapısı’ olduğu biçiminde bir geri bildirim vermektedir. Oysa teklifimiz; kandırmanın sebeplerini kavramak ve varsa ilişkideki meseleleri sarih sarih dile getirmekten yanadır.