Salgın yarıyılında ağız sıhhatinizi umursamama etmeyin

Diş doktoru Prof. Dr. Akkocaoğlu, Kovid-19 ‘un bedene girdiği ilk yer ağız ve burun olduğundan, özellikle salgın sürecinde ağız hijyeni ve sıhhatine dikkat edilmediğinde virüsün çok daha süratli dağılma ve zarar verme civarı bulabileceğini bildirdi. Bu süreçte her türlü diş rehabilitasyonunun yaptırılıp yaptırılamayacağının en çok merak edilen mevzulardan biri olduğunu belirten Akkocaoğlu, “Seçim edilen merkez zorunlu tüm hijyen kaidelerine uyuyorsa bu mevzuda sıkıntılı olunmasına gerek yok.” dedi.

Mekan ve teknik olanaksızlıkları bulunan yerlerin tehlike taşıyabileceğini ifade eden Akkocaoğlu, bunun salgın dışındaki süreçler için de geçerli olduğunu söyledi. Akkocaoğlu, diş rehabilitasyonunda uzmanlık alanlarına göre özelleşmiş ve en ehemmiyetlisi müessesesel kimliği olan yerlerin seçim edilmesinin ehemmiyetini vurguladı.

Salgın sürecine uygun bir etraf oluşturulmalı

Hijyenin özellikle salgın yarıyıllarında daha da artırılması gerektiğini vurgulayan Akkocaoğlu, laflarına şöyle devam etti: “Kullanılan alanlar beynelmilel standartlarda olup her kullanım sonrası dezenfekte edilmeli. Rehabilitasyon yapılacak yer, genel kaideler gereği tek kullanımlık olması gereken malzemelerin ve gerekebilecek teknik aygıtların basitçe temin edilebileceği ve öteki tüm müdahalelerin yapılabileceği kapasitede bir ekipmana sahip olmalı. Özellikle salgın sürecinde enfeksiyon hakimiyeti açısından değişik mekanlara hastaların ufalanabildiği geniş alanlara ve katlara dağılan merkezler daha uygun. Merkezin hizmet alanınının büyük olması, birim rakamının çok olması, mekanın havalandırılarak mutasyonlu kullanılabilmesini sağlayacaktır. Her kısmın kendine ait bir katının olması, özel hasta gruplarının birbirleriyle karıştırılmaması ehemmiyet taşımaktadır. Tüm hastaların ufak mekanlarda aynı yerden hizmet aldığı yaklaşım uygun değil.”

Prof. Dr. Akkocaoğlu, merkezlerin özellikle şahsa özel buluşma sistemine sahip olması gerektiğini, böylece rehabilitasyon evveli asgari temasla doktora erişilebileceğini ifade etti. Akkocaoğlu, “Pandemi sürecinde de enfeksiyon oluşturmuş, ağrı yapan ya da yapmayan fakat ağız içinde sıhhatli dokuların mukavemetini eksilten diş rahatsızlıkları kesinlikle rehabilitasyon edilmeli.” dedi.

“Ağız sıhhati ne kadar iyi mukavemeti de o kadar iyi olur”

Ağız ve diş sıhhatinin her türlü enfeksiyon gelişimi için büyük ehemmiyet taşıdığına dikkati sürükleyen Akkocaoğlu, şunları kaydoldu: “Bedenin giriş kapısıdır ağız. Bu sebeple ağız ne kadar iyi korunursa beden sıhhati ve direnç de o kadar iyi olur. Dolayısıyla pandemi yarıyılında ağız, diş sıhhatine ve hijyenine çok daha fazla önemsenmesi gerekiyor. Kovid-19’un insan bedenine girdiği ilk yer ağız ve burun. Ağız hijyenine ve sıhhatine dikkat edilmediğinde virüs çok daha süratli dağılma ve zarar verme etrafını bulur. Özetle enfeksiyonların giriş kapısının iyi korunması, bu süreçte özellikle çok kritik ehemmiyete sahip.”

Ağız ve diş sağlığınının korunmasına ait doğru öğrenilen yanlışlar bulunduğunu anlatan Akkocaoğlu, sirke ve içki gibi kimyeviler gereğinden fazla kullanıldığında sıhhatli doku bariyerlerine hasar vereceği için kumpaslı diş fırçalanması dışındaki uygulamaları doğru bulmadığını belirtti. Akkocaoğlu, öncelikle diş ağrısı yaşayan herkesin kesinlikle ve hiç beklemeden rehabilitasyon için belirtilen koşullara sahip merkezlere müracaat etmesi gerektiğini dile getirdi.

Prof. Dr. Akkocaoğlu, ortodontik rehabilitasyonları süren şahısların hakimiyetlerini yaptırmalarının, takma kullananların takmasıyla alakalı rahatsızlık vaziyetinde doktora müracaat etmelerinin ya da takma süreci devam edenlerin rehabilitasyonlarını aksatmamalarının ehemmiyetine işaret etti.