Çocuğun sosyal irtibat marifetleri nasıl geliştirilmeli
Her tavrın bilinmesinde olduğu gibi sosyal marifetlerin bilinmesinde de ebeveynlerin rolü çok ehemmiyetli. Peki, ailelerin çocuklarına sosyal hüner kazandırma mevzusunda üstlerine düşen misyonlar nelerdir? Çocuklar sosyal marifetler edinmeye ne zaman ve nasıl başlar? Sosyal hüner hünerini geliştirmek olası mı? Sosyal yaşamda güçlük sürüklemeyi önlemek için sosyal marifetler edinmenin ehemmiyeti nedir?
DBE Tavır Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Muayenehane Psikolog Ayşegül Moral, erken yaşta sosyal hüner edindirme mevzusunda lüzumlu bilgileri paylaşıyor.
Sosyal maharetin temel yapısı
Doğumdan itibaren çocukların sosyalleştikleri civarlar genişleyerek spektrum kazanır. Çekirdek ailede başlayan bu süreç, çocuğun anne ve babasıyla kurduğu tehlikesiz ilişki ile sağlam temellere oturur. Bu süreçle birlikte ebeveynlerin sosyal marifetler mevzusunda çocuklarına rol model oldukları yarıyıl başlar. Anne ve babanın geniş bir dost etrafının olması ya da ailenin diğer aboneleri ile iyi ilişkiler içinde olması gibi etmenler çocuğun da geniş bir dost etrafına sahip olmasında tesirli olur. Yaşlarının gelişmesiyle mektep, kurs ve spor aktiflikleri gibi değişik etraflara giren çocuklar ailelerinden aldıkları bu eğitimi pekiştirmek için pek çok fırsatla karşılaşırlar. Birine teşekkür etmek, konuşurken kibar olmak, problemleri usçu ve hürmetli yollarla çözmeye çalışmak çocuğun sosyal maharetlerini geliştirmesine katkı sağlar.
Sosyal marifetin de diğer zekasal süreçler gibi pek çok alt alanı vardır. Bu alanlar 6’ya ufalar:
– İlişkiyi başlatma ve sürdürme,
– Grupla bir işi yürütme,
– Duyguları kavramaya müteveccih marifetler geliştirme,
– Saldırgan tutumlarda bulunmama – stres vaziyetleriyle başa çıkma marifetleri,
– Tasarı yapma ve mesele çözme marifetleri
Bu alanların bir ya da birkaçında kasvet yaşayan çocuklar, doğru irtibat kurmakta problem yaşayabilir ve sosyal yaşamda güçlük sürükleyebilir.
Sosyal korkuya dönüşmesin
Sosyal mahareti gelişmiş olan çocukların farklı etraflara, değişik bireylere ve günün getirdiği başkalaşımlara geçim sağlamakta daha galibiyetli olduklarını belirten Moral, “Sosyal gelişimini bitiremeyen çocuklarda ileriki yarıyıllarda “sosyal korku” olarak da adlandırılan başkalarının yanında konuşamama, yemek yiyememe, hayır diyememe gibi meseleleri kapsayan anksiyete problemleri görülebiliyor. Bu kasvetler emin vaziyetlerde ortaya çıkabileceği gibi çocuğun günlük yaşantısı içinde de yer alabiliyor. Rastgele bir temkin alınmadığı sürece sosyal korku, faallik alanını artırarak çocukların içe kapanık ve evhamlı bir fert olması neticesinde iş hayatında geçimsiz, dost etrafında istenmeyen bir birey olmasına neden oluyor. Bu nedenle ebeveynler olarak, çocuklarımızın erken yaşta sosyal maharetlerini geliştirmelerine destek olmamız gerekiyor” dedi.