Aşkın ömrü ne kadardır

Yeni konutlular üzerinde yapılan bir araştırma son senelerdeki konutlulukların neden hızla bitme noktasına gelebildiğini bir kere daha ortaya koydu.

Anneannelerimizin ya da annelerimizin fedakarlık ederek, saygı çerçevesinde belkide 50 ya da 60 yıl gözettikleri tatlı romantizmi bakın biz yeni nesil ne kadar yaşatabiliyoruz? İki sene 6 ay 25 gün… aşkın ömrü 3 yıldır kitabının yazarı Frédéric Beigbeder’in iddiası birkez daha doğrulanmış oldu. Belki itinasızlık, belki egoistlik belki de hayattaki güçlüklerin sonucunda diyebiliriz fakat ne acıdır ki konutlulukta romantizm artık yalnızca iki sene 6 ay 25 gün yaşayabilen bir duygu.

Romantizm nedir?

Konutluluğun ilk yıldönümünden sonra erkek zayıf kalmak için uğraşmaz ve en acilinden bir göbeğe sahip olur, bayansa eşine hoş görünmek için tüketmesi gereken zamanı büyük olasılıkla konut işlerine ve geri kalan en bedelli zamanı da kayınvalidesinin dedikodusuna tüketir. Ve böylece ilişkinin ilk günlerinde bir güvercin kadar kıpır kıpır olan romantizm duyguları bir anda yere serilir.

İngiltere’de beş bin çift üzerinde yapılan bir araştırmada konutta kumandanın hakimiyetinden, dışarda el ele dolaşmaya kadar bir çok mevzuda kadınve erkeklerin aynı oranda haklı olduklarını iddia ettikleri görüldü. Yüzde 80’den aşırısı kumanda bende olmalı derken, bir seneden sonra erkeklerin bunu afaki görmeleri neticesinde el ele gezenlerin sayısı ise iki elin parmaklarını geçmiyor. Ankete göre, bu müddetten sonra erkeklerin yüzde 70’i üzerlerinden çıkardıkları pantolonlarını ve çoraplarını ortalıkta bırakmaya, yüzde 79’u da klozetin kapağını indirmemeye başlıyor.

İkinci sene isteği öldürüyor

Araştırmaya göre, seksi gecelikler bir seneden sonra yerini mickey mouse’lu pijamalara vazgeçiyor. Cinsel ilişki sıklığı ise şayet çiftlerden birinin hevesleri azıcık daha güçlü değilse ne yazık ki ilk yıla oranla ikinci senede yüzde 50 eksilebiliyor. Araştırma firmayı www.onepoll.com’un lafçısı John Sewell, çiftlerin jest yapmaktan bırakmamaları gerektiğini söylüyor. Sewell, bu jestlerden en romantiğinin mum ışığında bir akşam yemeği olduğunu unutmamaları gerektiğini belirterek çiftlerin ezici üstünlük sağlamak yerine mevzular üzerinde uzlaşma yoluna gitmelerini de öğütlüyor.