Hemoroid haslatığının rehabilitasyonu için ilk adım utanmamak!

Ülkemizde hastalıklar arasında yaygın olarak görülen hastalıklardan biri de hemoroid hastalığıdır. Beslenme ve muhtelif hastalıklar neticesinde oluşan hemoroid hastalığı rehabilitasyonu ve erken teşhisi hakkında öğrenilmesi gereken ehemmiyetli bilgileri Memorial Ankara Sağlık Kurumu Proktoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Bülent Menteş, paylaştı. Hemoroid hastalığının önüne geçmek için nasıl beslenmeli? İşte hemoroid hastalığı hakkında merak ettiğiniz tüm bilgiler…

Hemoroidal hastalık ülkemizde en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Cemiyetin dörtte üçünün bu hastalıkla karşı karşıya kalmasına karşın yalnızca dörtte birinin hekime müracaat ettiği, bu mevzuda rahatsızlık yaşayan fertlerin dörtte ikisinin ise profesyonel destek almadığı öğreniliyor. 

Hemoroid, anal kanalda başka bir deyişle mide bağırsak sisteminin sonlandığı kısımda sıradan insan anatomisinde de mevcut olan damardan zengin yastıkçıların sarkmaları, dejenere olup şişmeleri ve kanamaları ile kendini gösteren çok yaygın bir hastalıktır. Makat çatlağı, fistül, siğil gibi tüm anal problemler cemiyette genellikle hemoroid olarak adlandırılmaktadır ancak bu ayrımın hekim tarafından yapılması ve tanının doğru bir biçimde konulması ehemmiyetlidir.

Hastalar Çekindikleri İççin Hekime Gitmiyor!

Hemoroid hastaları utanıp çekindikleri için genellikle hekime çok geç müracaat etmektedir. Bununla beraber hastalar genellikle operasyon fobisi sebebiyle hekime gitmekten pek sevmemektedir. Anal bölge çok duyarlı bir doku yapısına sahip olduğu için cerrahi teşebbüsler az ya da çok sızı ve hassasiyete yol açabilmektedir. Ancak ileri teknolojiler ve tecrübeli takımlar sayesinde ameliyatlar son derece konforlu bir biçimde asıllaştırılmakla birlikte, yeniden de gerekli bir vaziyet olmadıkça operasyon yoluna gidilmemektedir. Hekime müracaat eten hastaların yalnızca yüzde 10’u operasyon olurken, hemoroid meselesini hekime gitmeden muhtelif merhem, krem ve fitillerle gidermeye çalışan hastalar ise hiçbir zaman kalıcı bir çözüme erişememektedir.

Operasyon Olmadan İyileşme Olası!

Hemoroid rehabilitasyonunda “Band ligasyonu” Hemoroidlerin bantlanması “İnfrared koagülasyon” Lazer rehabilitasyonu ve “Skleroterapi”Hemoroidlerin köklerine kurutucu madde enjeksiyonu gibi uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar sızısız ve günübirlik operasyonlar olarak reelleştirilirken, rastgele bir doku kesilip çıkartılmamaktadır. Bu rehabilitasyonlar doğru uygulandığında hastaların pek çoğunda operasyonsuz iyileşme sağlanmaktadır.

Bununla beraber rehabilitasyon tasarılamasında hekim ile hastanın doğru bir biçimde irtibat kurması gerekmektedir. Uygun perhiz, sıcak banyolar ve bazı ilaçlarla hastalık yatıştırılırken, şikayetler hakimiyet altına alındığında daha kolay teşebbüslerle rahatsızlık giderilebilmektedir. Ayrıca basura eşlik eden değişik problemlerin özellikle de bayanlarda bağırsak fıtığı ve rektosel gibi meselelerin de sıçranmaması gerekmektedir.

Şahsa Özel Rehabilitasyon Usulleri Bulunuyor!

Kesinlikle operasyon öneriliyorsa, “ultrasonik dissektör” başka bir deyişle “ses ötesi dalga bıçağı” gibi dokuya hasar vermeyen teknolojilerin kullanılması hasta konforunu artırmaktadır. Hemoroidlere hiç değilmeden köklerinin bütün kastedilip doppler ile özel dikişlerle bağlanmasına müteveccih teknik, özellikle fazla kanama meyilli iç hemoroidlerde çok daha üstün neticeler sağlamaktadır. Hemoroid hastalığının doğru rehabilitasyon edilmesindeki kritik unsur ise doktorun hastaya en uygun rehabilitasyon usulünü tanımlaması ile beraber, tamsal bir yaklaşım uygulanması olmaktadır. Bununla beraber hemoroid hastasının da daha sıhhatli bir perhiz ve bağırsak alışkanlığı mevzusunda şuurlu olması ve rehabilitasyon safhasında kendisinin de ehemmiyetli rolü olduğunu öğrenmesi gerekmektedir.

Basurun Önüne Geçmek İçin Lifli Yiyecekler Koşul!

Hemoroid hastalığında posalı beslenme oldukça ehemmiyet taşımaktadır. Posalı besin alımına başlanan ilk günlerde bağırsaklar bu kumpasa alışkın olmadığı için, gaz ve karın sızısı şikayeti yaşanabilmektedir. Bu sebeple lifli besin tüketimi yavaş yavaş artırılmaktadır. Bunun yanında günlük su tüketiminin de artırılması gerekmektedir. Güne bir kadeh ılık su ile başlanmasının ardından, sıhhatli bir bağırsak işlevi için; misalin sabah meyve salatası, zeytinyağı ve bütün buğday ekmeği, öğlen de sebze yemeği ve yoğurt seçim edilebilir. Akşam yemeğinde büyük bir tabak zeytinyağlı marul salatası ve uygun ölçüde protein, sonrasında da minik bir kase kabak çekirdeği harcanabilir. Acı, turşu, sirke, içkili meşrubatlar ve sigaradan da sakınılması ehemmiyetlidir.