Duyma kaybı ile öğrenmeniz gerekenler
İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Sağlık Kurumu Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Özgirgin, duyma kayıpları ile alakalı şu bilgileri verdi:
2000’li senelerin başından itibaren başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere hemen hemen dünyanın tüm ülkelerinde bebek doğar doğmaz duymasının değerlendirilmesine müteveccih siyasetler üretildi. Emel bebekte duyma kaybını erken tanıyıp rehabilitasyonunu yapmaktır. Yurdumuzda da Sağlık Bakanlığı liderliğinde yeni doğan duyma tarama süreci başlatıldı. Bugün yeni doğan popülasyonunun %95’den aşırısı bu taramalardan geçirilerek duyma kayıplı bebekler takibe alınmaktadır.
Hamilelikte kullanılan ilaçlar duyma kaybına neden olabilir
Annenin gebelik sırasında kullandığı ilaçlar veya annenin gebelik sırasında geçirdiği viral enfeksiyonlar; özellikle ilk 3 ayda oluşmuş ise ehemmiyetli bir etmendir. Doğumun meseleli olması, bebeğin doğum sırasında oksijensiz kalması beyni, iç kulağı negatif etkileyebilir ve kalıcı zarar vazgeçebilir. Bebek doğduktan sonra yaşamının ilk günlerinde veya aylarında geçirdiği viral enfeksiyonlar veya menenjit dikkate alınması gereken duyma kaybı sebebidir.
Duyma kaybı konuşma ve bağlantı kasvetlerine yol açar
Erken çocukluk yarıyılının en sık tesadüfülen hastalıklarından birisi sık yineleyen üst solunum yolları enfeksiyonlarının neden olduğu orta kulak irinleri ve orta kulakta akışkan bir araya gelmesidir. Orta kulakta akışkan bir araya gelmesi ile takribî 30-35 dB etrafında bir duyma kaybı beklenir. Bu seviye çocuğun fısıltı seslerini dinleyememesi anlamına kazanç. Özellikle beyin olgunlaşmasının çok süratli olduğu bu çağlarda çocuğun fısıltı sesini dinleyememesi dahi dil gelişimi açısından çocuğun eksik uyarılması ve geri kalması anlamına kazanç. Daha ileri duyma kayıpları olan bebekler ve çocuklarda konuşmanın büyümesi, etrafı ile olan bağlantıyı açısından bunun ne kadar ehemmiyetli olduğunu ayrıca belirtmeye gerek yoktur.
Tek taraflı duyma kaybı mektep çağına kadar anlaşılmayabilir
İki taraflı duyma kaybı olduğu gidişatlarda sualin farkına kısmen daha erken varılabilmektedir. Şayet duyma kaybı tek taraflı ise bebeklik ve çocukluk yarıyıllarında seslere olan cevabın var olması sebebiyle tek kulaktaki duyma kaybının farkına belki de ancak mektep çağında varılabilmektedir.
– Özellikle ilkokul sıralarında fertsel etkileşimde zeki olan, IQ ve EQ’ su yüksek görünen çocuğun sınıfta galibiyetinin düşmesi, derse karşı dikkatsizliği hocanın sıklıkla alakasını sürükleyen bir gidişattır. Böyle olmasa dahi anne-babanın bu çelişkinin farkına varıp hocayla görüşerek meseleyi ortaya çıkarması lüzumludur.
– Genellikle hafif-orta derecede duyma kaybı dışında bulgu vermeyen orta kulakta akışkan bir araya gelmesi, daha evvel farkına varılmayan tek taraflı duyma kaybı ve gene iki taraflı ve kısmi gelişmiş iç kulak tipi duyma kayıplarının kesinlikle incelenmesi ve rehabilitasyon edilmesi gerekir. Duymanın gerek ilaç rehabilitasyonları gerek minör cerrahi uygulamalar ile gerekse duyma aygıtı ile mektep çağında giderilmesi büyük ehemmiyete sahiptir.
– Bazen de çocuktaki konuşmanın gecikmesi anne ve babada duyma kaybı olabilir endişesi uyandırırken yapılan testlerde duyma bayağı bulunmakta ve otizm kuşkusu ile bu çocuklar psikiyatri muayenehanelerine yönlendirilmektedirler.
Yenidoğan duyma testi kesinlikle yapılmalı
Yaşamın ilk günlerinde uygulanan “otoakustik emisyon” OAE testi ile duymanın bayağı olup olmadığı kolayca anlaşılmaktadır. Bu testle iç kulağın bayağı duyduğunu kavramak olasıdır. Bu testten cevap alınamaması bebek hiç duymuyor veya testin pozitif netice vermesi her şeyin bayağı olduğu anlamına gelmez. Zira bu test sadece iç kulak duymasını değerlendirir. Ama duyma asabındaki mesele bu test ile tespit etilmez. Ancak günümüzde doğruluk derecesi çok daha üstün olan “beyin sapı odyometrisi” ABR testi uygulanmaktadır. Tüm bunlarla daha evvelden 2-3 yaşlarda farkına varılan duyma kayıplarının yaşamın ilk ayında tespit etilebilmektedir.
Duyma kaybında en tesirli rehabilitasyon erken teşhis
Beynin bilme yetisi en fazla ilk yaşlarda olmaktadır. Duyma kayıplı bebekler ne kadar erken rehabilite edilirse beyne o kadar erken ses uyaranları sevk edilebilir ve çocuğun duyma ve konuşması da ileri yaşlarda o kadar natürel olur. Bu rehabilitasyon sürecine ilk 6 ayda başlanmalıdır. İlk yaşta duyma desteği sağlanan çocuk ile 3-4 yaşlarında bu yardımın verilebildiği çocuk arasında mektep ve yaşam galibiyeti, sosyal bağlantı açısından çok bariz fark vardır.
Duyma kaybının şiddetine göre rehabilitasyon
Duyma kaybının yaşamın ilk aylarında tanısı konduktan sonra emel altıncı aydan itibaren bebeğin duyma aygıtı ile desteklenmesidir. Tercihen 12-24 aylar arasında da şayet duyma kaybı iki taraflı ve çok ileri derecede ise bebeğe biyonik kulak cerrahisi uygulanmasıdır.
– Biyonik kulak Kohlear implant uygulaması ile iç kulağın idrak edemediği sesler özel kodlama idaremeleri ile elektrik sinyaline dönüştürülmekte ve iç kulağa yerleştirilen elektrotlar taşıtı ile duyma asabı uçları bu seviyede uyarılmaktadır. Böylece duyma duyusu yaşamın ilk iki senesinde sağlanabilmektedir.
– Kısmi olan duyma kayıplarında alışılmış duyma aygıtları yeterli olabilmekte ve çocuklar bu aygıtlar ile yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Dış kulak yolu ve orta kulağı ilgilendiren duyma kayıplarında ise rehabilitasyon orta kulağa müteveccih cerrahi uygulamalar ile ilaç rehabilitasyonu ile veya gene duyma aygıtlarının dayanağı ile yapılabilmektedir.
Duyma kaybına yeni umut kök hücre rehabilitasyonu
Son senelerde özellikle genler ile ve kök hücrelerle yapılan çalışmalar bu suallerin günlük yaşama geçmesini sağladı. Genetik duyma kayıplarında gen rehabilitasyonu sağlam genlerin iç kulağa verilmesi fikri süreci laboratuvar etrafa taşındı. Bu mevzudaki araştırmalar yoğunluk kazanmakta ve bu sayede özellikle genetik geçişli duyma kayıplarının rehabilitasyonu kastedilmektedir.
– Kök hücre uygulamaları, gerek embriyonal ve gerekte mezankimal dokudan elde edilen hücrelerle eksik veya bozuk gelişmiş dokunun bayağı dokuya dönüştürülmesini kastetmektedir. Eldeki bilgiler kök hücre uygulamaları ile iç kulak yapılarından daha evvel kök hücrelerin duyma asabındaki bozuklukların rehabilitasyonunda bereketli olabileceği doğrultusundadır.
– Gen rehabilitasyonları ve kök hücre uygulamalarının zafere erişmesi, muayenehane uygulamaya girmesi, şimdilik muhtemel gözükmemektedir.
– Biyonik kulak uygulamalarının teknolojisi ise çok süratli şekilde büyümekte ve hiç duymayan hatta son zamanlarda kısmen duyan kulaklar için bile natürel sesleri verecek implantlar üretilmektedir. Yakın gelecekte, duyma kayıplarının rehabilitasyonunda implantlar seçeneksiz olmaya devam edeceklerdir.